30 Mart 2016 Çarşamba

Kendi İçinde Şimdi

Yıkımların en büyüğü, kendi içinde şimdi. 

Yıllanmış bir hüznü yudumluyor, üstelik acının ortasında. Bir terzi titizliğiyle dikiyor kendini ruhuna. Ucu kaçıp giden düğümler atıyor saçlarından. Yalnızlık, en sevdiği elbisesi. Bir sokakta yahut hiç özel olmayan bir yerde bulmuş onu. Zaten şimdilerde neyi sevse, adı 'yalnızlık' oluyor.

Kayboluşun tarihi, kendi içinde şimdi.

İnsanlar bilmiyor. Konuşmanın, anlaşmakla eş değer tutulduğu bir zamanda yaşıyor o. Sesler bir kulağına çarpıyor önce, sonra her yer karanlık. Zihnine giden yollarda hep, istasyonsuz insanlar.. Anlamak, anlaşılmak hayatın tılsımını bulmak gibi. Ama dinlemiyorlar onu. Dinlemiyorlar çünkü, dinlemenin duymakla eş değer tutulduğu bir zamanda yaşıyor o. Yalnızca ağlamanın, acı çekmekle bir olmamasını diliyor içinden, doğum gününde üstelik. 

Gözyaşının en yakıcısı, kendi içinde şimdi.

Yanaklarının ısısıyla, acıyla pişmiş gözyaşının ısısını ayırıyor birbirinden. Hissetmekle, yok olmayı ayırdığı gibi. Birbirine karışan insanlar farkında değiller. Onlar, hissediyorlar yalnızca. Yok olmak, ruhunu birbirine yamayanların işi. Ama ne yazıktır ki, körü körüne bağlanmanın, yok olmakla eş değer tutulduğu bir zamanda yaşıyor o...

Savaşmak istiyor. Kavramların düşselliğinde, bir iç savaşçı olabilirdi belki. Ne kadar imkansızsa da o kadar mümkün. Ama ne yazık ki o, imkansızla mümkünün eş değer tutulmadığı bir zamanda harcıyor düşlerini..

27 Mart 2016 Pazar

Balık

Kafamı, aklımı, beynimi. Siz nasıl hoş görüyorsanız. Tamamen Zeki Demirkubuz’a ve alkole armağan etmiş durumdayım bu gece. Ayaklarım uyuşmuş. Sigaram sönmüş. Viski ısınmış.

21 Mart 2016 Pazartesi

Anlamsız


Ne oldu? Ne bakıyorsun?

Sensin anlamsız olan.
Bizim çocuklar yapmaz öyle şeyler demek...
Külahıma anlat.

YARADILIŞ


Güneş doğacaktı.

19 Mart 2016 Cumartesi

Ben bugün bir yaş daha büyüdüm.

En son hatırladığım musmutlu kahkahalardı doğum günlerinde. Şimdi ise garip bir hüzün, birazda eksik kalanlar var. Aile, dostlar, birtakım kutlamalar falan.

16 Mart 2016 Çarşamba

Karanlık

Ne kadar da çok yer edinmiştir hayatımızda. Bazen kendimizi tehlikede hisederiz, hemen kaçarız karanlık bir odadan. Bazen ise güvende hisseder, ışık istemeyiz odamızda. Bazen karanlık sokaktan geçmeye korkar ama bir akşam gelir karanlık sokak ararsın. Gözyaşlarını karanlığa armağan etmek için. Ne kadar da vefalı bir şeydir karanlık bazen “Seç” der sana bu karanlığı ne ile doldurmak istiyorsun diye. Ama ben doldurmak istemiyorum hiçbir karanlığı.
Ben dünyanın en güzel karanlığı olan senin gözlerinde kaybolmak istiyorum.

11 Mart 2016 Cuma

Gözlerinden Öpüyorum

Örümcek ağları ile doluydu gönlüm
Beni ilk öptüğünde
Aklım karıncalanıyor şimdi

10 Mart 2016 Perşembe

Karıncalar Bilmeden Sever

İçinde yıllanmış bir şarkı tekrarlıyor kendini durmadan. Dirsekleri, bir boşlukta süzülüyor. Yabancılaşmanın ilk evresinde henüz.

Gam, kasavet

"Geçip gitmiş günler gelin
Rakı için sarhoş olun

9 Mart 2016 Çarşamba

Pencere Kenarları Tehlikelidir

Bir pencere kenarında oturuyorum
Geçip giden yıllarımı savurmak için sigaramın küllerinde

Duvarsız Döngü

Ben, duvarsız suratlardan yakalıyorum hayatı. Cam kenarları hep mezarı oluyor sustuklarımın. Bu yüzden iki dudak arasında gerçekleşiyor iç ölümüm. Bu yüzden yetmiyor konuştuklarım hiçbir zaman, bu yüzden susuyorum. 


Ben, duvarsız suratlarda yaşıyorum nicedir.

Bir hüznün ifadesine dolduruyorum içimi.    

Bir kahkahanın tınısında yankılanıyorum. 

Tüm cümlelerimi siyahla harmanlıyorum. 

Bir kuyuya dağıtıyorum kendimi. Sustuklarımı önce o kuyuda biriktirip, sonra kuytuda kusuyorum. 

Bulanık bir akşamüstü vaktindeyim dünyanın. Ellerim uzun süredir nefretin yıkımına uğraşıyor. İç çekişlerim hep boşuna, ne kadar solusam dünyayı; o kadar yumru diziliyor boğazıma. 

Sayıları değersizleştiren insanlarla kesişsin istiyorum yolum. 19'un yalnızlığını unutmayı düşlüyorum, duvarsız bir suratta. Kendini hiçlikten çoğaltanların gösterişli hikayesini öğrenmek, sonra içime hiçliği büyütecek bir koza örmek istiyorum. 

Ben, duvarsız suratlarda kaçıyorum içimden.

Kendimi akıttığım çizgilerden, bir tablo çıkarıyorum. 

Ellerimin kanadığı yerden damlıyorum gerçekliğe.

Banksy'nin direnişini anlıyorum; duvarları olan kentte. 

Bir yerde okumuştum, duvarı yoktur diyordu çocukların. Hiç bir zaman çocuk olmamanın acısını hissediyorum gönül rahatlığıyla. 

Şimdilerde duvarlar örülmüş, büyümüş çocuklar.

Şimdilerde kendimi sakladığım suratlar, ifşa ediyor beni. 

Nereye döndürsem başımı, bir acı yükseliyor dalga dalga. 

Sonun başlangıcını duyumsuyorum.

-Duvarsız suratlara hapsettiğim hislerim, örülüyor zihnime. 


8 Mart 2016 Salı

Bir Kaplumbağa Masalı

Bir kaplumbağanın kalp atışlarını kim duyabilir okyanusta? Bir masa bıraktım bodrum katında şimdi onun kadar yalnızım, ahı tutar mı bir masanın?

7 Mart 2016 Pazartesi

Direnişinde Gizli

Zihninin tavan arasına merdiven dayıyor; düşünmenin henüz yasaklanmadığı bir zamanda. Sükutun altını, değerini çoktan kaybetmiş onun için. İçindeki kaos götürüyor parçalarını, susmak sadece acıdan türemiş bir eylem oluyor. Çünkü anlatmak istedikleri, direnişinde gizli..

AZİZE-YE

             AZİZE-YE   16.11.15.05.00
Ellerin kıpır,kıpır Azizem.

Yağmurlu


Yağmur yağsın
Ed Sheeran çalsın 
Alalım ‘senden yaşlı’ karavanımızı 
-Gidiş yollarında ben sürerim, bilirsin
Seversin benim sürmemi
Hiç kimsenin sevmediği kadar-
Oyuna gidelim.

Dönüş yolu senin 
Güneş doğsun yolunun üzerine 
Gözlerini kısınca komik oluyorsun
Islan kahvelerimizi taşırken 
Ben de haritaları açarım
Google hâlâ yaşıyor olursa.

Gökkuşağından sür
Özgürlüğüne düşkünlüğüne içelim
Ben şekersiz içemem 
Çay mı kahve mi kavga ederiz muhtemel 
Üzme beni bu seferlik 
Yeterince üzülüp geldim.

Sana sevdiğin şiiri okuyor olacağım 
Şarkıdan sıkılıp radyoyu kapattığın zaman 
Dinlediklerimi hep zımbırtı buldun:
"aysel git başımdan ben sana göre değilim
ümitsizliğimi olsun anlasana 
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim"

- Eve gitmiyoruz değil mi?
- Bizim bi evimiz mi var?

Gül 
Gülmek yakıştığından değil de
Sadece bana böyle gülüyorsun 
Hiç bitmeyecekmiş gibi


Şarkı

Çivit

Çok büyük bina yığınları arasında, beton bir dünyada yaşıyoruz, a dostlar. En son ne  zaman göğe baktınız? Ya da şöyle sorayım, en son ne zaman gerçekten mavi bir göğe baktınız?

40 Enkaz

Ölüm
Bir ana karnında
Hızla
İlerliyor,gezegene.

4. Kişi



*Ben de yolda olmadığımdan uyumuyorum.Hep yolda olmak istiyorum.Hiç durmak istemiyorum.Devamlı.Ama devamlı...
-Yolda olsan uyuycaksın öyle mi?

6 Mart 2016 Pazar

Buz

Soğuk, yakacak kadar soğuk. Yani bi şekilde, dünyanın bir yarısında kışken, diğer yarısında yaz olması, hatta daha derine inecek olursak aynı toprak parçası üstünde birileri soğuktan donarken birilerinin sadece soğuktan ürperiyor olması fikri fazla... rahatsız edici.

Şubat Yitimi

Suskunluğunun buzdan duvarı eridi, üstelik denizsiz şehrin soğuğunda. Geçtiğin caddeler bir dirilişe tanık oldu. Ceplerinde unutulmuş kasımpatılar..
Sen söylemesen, onlar susmaz biliyorsun. Sen unutsan, onlar unutmaz seni.

2 Mart 2016 Çarşamba