12 Mart 2013 Salı

Oyun

Ben bir oyun manyağıyım. Oyun benim tutkumdur. Gelecekle ilgili hayallerimde oyunların da yeri vardır. Turnuvalardaki sahne vardır ya. 5'er den iki grup dizilir hani. Karşılarında bir kalabalık. Orası hayalimdir benim. Neyse dağıtmayayim konuyu. Oyunları severim yani.
Şimdi bu kısım öznel bayağı. Yine küfür yiyeceğim belki yorumlarda. Canınız sağolsun.
Oyunları neden severiz bence biliyor musunuz? 
Baska karakterleri oynuyoruzdur çünkü. Başka hayatları yönetiyoruz. Oyunlarda aldığımız herhangi bir yanlış karar bizden hiçbir şey eksiltmiyor. Hiçbir şey kaybetmiyoruz. Yanlış bir şey yaptığımız zaman son Checkpoint'den devam ediyoruz. Doğru yapana kadar defalarca ölebiliyoruz. Defalarca kaybedebiliyoruz. Ve dediğim gibi, hiçbir şey kaybetmiyoruz. Ne güzel değil mi?
Güzel tabi.
İşte başkaları da bizimle böyle oynuyor aslında biliyor musunuz?  Bizim hayatlarımızı kendi istedikleri gibi yönlendiriyorlar. Adamların bizim hayatlarımızda aldıkları kararlar onlardan hiçbir şey eksiltmiyor. Gelsin o sistem gitsin o sınav. Gelsin bu kural gitsin o kural. Bundan zevk alıyorlar. Adama dokunan bir şey yok. Bir karakter mahvolur, hemen gir Yeni Oyuna. Başka bir karakteri mahvet. Onların koyduğu kurallarda hareket ediyoruz. Onların sınırlarını çizdikleri haritalardan ileri gidemiyoruz.
Hepimizle oynuyorlar.
Ama bizim Checkpoint'imiz yok. Ekstra Can yok.
Maalesef.