9 Mart 2016 Çarşamba

Duvarsız Döngü

Ben, duvarsız suratlardan yakalıyorum hayatı. Cam kenarları hep mezarı oluyor sustuklarımın. Bu yüzden iki dudak arasında gerçekleşiyor iç ölümüm. Bu yüzden yetmiyor konuştuklarım hiçbir zaman, bu yüzden susuyorum. 


Ben, duvarsız suratlarda yaşıyorum nicedir.

Bir hüznün ifadesine dolduruyorum içimi.    

Bir kahkahanın tınısında yankılanıyorum. 

Tüm cümlelerimi siyahla harmanlıyorum. 

Bir kuyuya dağıtıyorum kendimi. Sustuklarımı önce o kuyuda biriktirip, sonra kuytuda kusuyorum. 

Bulanık bir akşamüstü vaktindeyim dünyanın. Ellerim uzun süredir nefretin yıkımına uğraşıyor. İç çekişlerim hep boşuna, ne kadar solusam dünyayı; o kadar yumru diziliyor boğazıma. 

Sayıları değersizleştiren insanlarla kesişsin istiyorum yolum. 19'un yalnızlığını unutmayı düşlüyorum, duvarsız bir suratta. Kendini hiçlikten çoğaltanların gösterişli hikayesini öğrenmek, sonra içime hiçliği büyütecek bir koza örmek istiyorum. 

Ben, duvarsız suratlarda kaçıyorum içimden.

Kendimi akıttığım çizgilerden, bir tablo çıkarıyorum. 

Ellerimin kanadığı yerden damlıyorum gerçekliğe.

Banksy'nin direnişini anlıyorum; duvarları olan kentte. 

Bir yerde okumuştum, duvarı yoktur diyordu çocukların. Hiç bir zaman çocuk olmamanın acısını hissediyorum gönül rahatlığıyla. 

Şimdilerde duvarlar örülmüş, büyümüş çocuklar.

Şimdilerde kendimi sakladığım suratlar, ifşa ediyor beni. 

Nereye döndürsem başımı, bir acı yükseliyor dalga dalga. 

Sonun başlangıcını duyumsuyorum.

-Duvarsız suratlara hapsettiğim hislerim, örülüyor zihnime. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder