27 Mart 2024 Çarşamba

Sarmallar



Daft Punk'tan esintiler duymayalı, Veridis Quo dinlemeyeli uzun zaman olmuştu. Bana bu şarkıyı dinleten, öğreten arkadaşım aklıma geldi, Alper adı. Onunla görüşmeyeli de uzun zaman oldu. Üniversite zamanları arkadaşlarımla görüşmeye dikkat ederdim halbuki.

Sahi başka ne yapardım o zamanlar? Kimlerle görüşürdüm? Nerelere giderdim? Kimlerle neler yapardım? Neler yapmak isterdim? Kimlerle neler yapmak isterdim?

Bunları hatırlamayalı uzun zaman olmuştu, Daft'cım Punk sağ olsun düşünmemi sağladı o günleri. Eski, görkemli günlerimden geriye kalan bir kabuğa dönüşmüş gibiyim, fazla hatırlamaya, düşünmemeye çalışıyordum. Düşünmeye zorladığım, düşünmek zorunda olduğum farklı konular var artık. Farklı öncelikler, farklı zorluklar... da, farklılar mı sahiden? Daha önce yapmamış mıydım lan ben bu dansı?

E yapmıştım? Hatta o güzel günler de aynı bunun gibi boktanlıkla dolu günlerin üzerine var olmuştu. O zorluklardan öğrendiklerimle yeniden var olmuştum.

Şimdi diyeceksiniz ki (ve hatta diyorum ki), "E gene var olursun be kral! Can çıkmadıkça yarından ümidi kesmenin anlamı yok ya!"

Kesmiyorum da zaten, ama... Ama düşünüyorum, hayat dediğimiz şey koccccaman, içinden nasıl çıkacağımızı bilemediğimiz, aynı durumlarla farklı koşullarda debelenip durduğumuz bir sarmal mı? Tam bir döngü değil, hayır; benzer hislerin, düşüncelerin içine sürekli farklı hallerde düşüyoruz sanki. Lisedeki benle üniversitedeki ben aynı değildim, aynı yerde de değildim ama benzer hissettiğim çok olmuştur. Kolay olmadı o yalnızlıktan kurtulmak... Ve şimdi, kendimi yine bile isteye o yalnızlığın kuyusuna attım. Yine yeniden kimseyi görmek istemiyorum, yine yeniden kendimi içten içe çürüyor gibi hissediyorum, yine yeniden yarının bugünden farklı olacağına inanmıyorum.

Ama artık olabileceğini biliyorum - yaptım çünkü. O özlediğim günler yine benim eserimdi yahu. Ben seçtim, ben istedim, ben uyguladım. Yine seçeceğim, yine isteyeceğim, yine uygulayacağım. Ve yine yeniden önceki hallerimin üzerine çok daha güzel bir şey inşa edeceğim.

Peki ya sonrası? Ya yine bu günler, bu hisler yine dönerse? Zaman akıyor, yaş geçiyor. Bir sarmaldaysak şayet, ve her döngü sonrasında başka bir yerde olacaksak bu sefer nerede olacağım peki? İstediğim işe sahip olacak mıyım mesela? Aşık olabilecek miyim? Beni seven birisi olacak mı? Yurt dışına gidebilecek miyim hayal ettiğim gibi? Ben çok hayal kurarım, hatta haddinden fazla zamanı bu hayallere harcarım. Boşa gitmeleri halinde yazık olacak onca zamandan bahsediyorum bre, boru değil. Bu hayalleri gerçekleştirebilecek miyim? Gerçekleştirsem de o hayalleri hayatta tutabilecek miyim?

Yoksa bu döngü sürekli farklı koşullarda, farklı şehirlerde, farklı kişilerde devam mı edecek? Sarmal diyoruz ya, nerede bitiyor bu sarmal? Nedir bu seferki döngünün çıkışı? Olmasınlar ama olurlarsa da sonrakilerin veya? Mutluluk? Hüzün? Gurur? Acı? Başarı? Utanç? Daha güzel bir hayat?

...Ölüm?

Her neyse, döngülerin sonunu düşünmek için daha erken. Yapabileceğimiz tek şey daha güzel bir yarının umuduyla yaşamaya ve uğraşmaya devam etmek. Ama özledim be. O zamanları, arkadaşları, ortamları... O gün olduğum insanı özledim.

Bir gün tekrar karşılaşır mıyız dersin? Daha da üstüne çıkar mıyız o zamanların? Yakın mıdır kavuşmamız? Belki yarındır, he? Belki de yarından da yakın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder