24 Ağustos 2020 Pazartesi

Unutulmayanlar



Bırakmam lazım artık. Unutmam. Bitti lan işte; daha neyin hesabını yapıyorsun. Sustun, bitti. Söylemedin, bitti. Anlatamadın, bitti! Daha neyin umudunu taşıyorsun?! Niye hayatındaki umutlardan çalıp bu umuda aktarıyorsun? Bitti oğlum, bitti tamam. Mis gibi fırsatın da çıktı işte.

Bırak.

Unut.

Başka türlü gidilmiyor ileri çünkü. Geridekiler ilerledi, ama sen hala yerindesin!

Dağlı Bekir'in dediği gibi:

"Kimseyi unutmuyoruz aslında, biliyor musun? Çuval gibi sırtımızda taşıyoruz kaybettiklerimizi. Hamal gibiyiz oğlum. Şükrediyoruz, küfrediyoruz, sabrediyoruz; ama tilki gibi kafamızda dolanıyorlar. Ölen de aynı, terkeden de aynı. İkisini de hayal olarak hatırlıyoruz."

Hamallık yoruyor insanı; başka şeye derman bırakmıyor. Şu çuvallardan birini bıraksam, en büyüğünü.

Bırak şu çuvallardan birini; en ağırını, en büyüğünü.

Kalbinde gereksiz yer işgal eden ne kadar şey varsa kurtul hepsinden.

Hafifle.

Hayat yeterince ağır zaten; bir de kalbindekilerle ağırlaştırma.

Şanslı adamsın, şanslı! Kullan o şansı! Bekleme her şeyin ayağına gelmesini.

Bir süre gelenler uğruna yaşadın. Dönenler uğruna. Şimdi de toparlan, ve gidenlere inat yaşa.

Bırak artık hayallerde hatırlamayı. Çünkü, inan bu yazdığına, kaybettiğin hiç kimse seni hayal de olsa hatırlamıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder