22 Nisan 2020 Çarşamba

Jonglör

"Evet! Hayatta inişler ve çıkışlar vardır.

Ama hayır! Sanıldığının aksine, çıkışlar önce, inişler sonradır!

İşte ben, kaybedenlerin kralı, yalnızlığın padişahı, hüznün tek torbacısı, göz yaşlarının kaynağı, bu hayat kulesine çıkıyorum!

İşte ben, azıcık soluklanıyor, umut dolu şiirlere konu olan ve kan kaybeden güneşe bağrını açan ufka bakıyorum.

İşte ben, kendi bedenimden çıkmış gibi, asilliğin sembolü bir kartalın, açlıktan gebermemek için son umudu olan kimsesiz avına dalışını izliyorum.

İşte ben, ben şimdi en tepedeyim!

Oksijenin az, nefes almanın zor, rüzgarın keskin olduğu en tepede.

Ve az sonra ineceğim. Çıkışımdan çok daha kısa sürecek bu eylemi, sirkinde son gösterisini yapan jonglör bir ip cambazının aksine, ipsiz yapacağım.

Hayatın elime attıklarını, beni izleyen kalabalıkla dalga geçer gibi, göğe savuracağım.

İşte ben, boşluğa adımımı atıyorum. İpsiz, ıssız, üstsüz ve soluksuz.

İşte benim, editörsüz hikayem. Son çıkıştan, son çıkışa.

Diğer bir deyişle, şükürler olsun ki ölmüş Tanrı'ya, son inişe.

Sonsuza dek."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder