26 Ekim 2019 Cumartesi

yirmialtıekim iki.elliyedi



yazmak istiyorum biliyor musun?
uzun uzun konuşmak, adeta sonsuz bir biçimde ağlamak. kurtulmam lazım. gerek geçmişimden, gerek duygusallıktan, gerek fedakarlıktan ama en çok da kendimden biliyor musun? hani kötü kızım diyorum ya; öyleyim. kızma a canım anlatacağım. saatlerdir aynı şarkıda asıyorum kendimi. asıyorum ruhumu. fiziki intihar etmiyorum ya da edemiyorum ama bu ruhani intiharıma engel değil, öyle değil mi? bir film izledim geçen hafta, filmle ilgili sınav olduk. ben ağlamaktan ne derece izledim sence? sınavda kendimi anlattım, çünkü film adeta beni anlatıyordu. kaza geçiren bir çocuk ve bazı şeylerden ötürü annesini suçlayan, affedemeyen.. kaza geçiren bir çocuğum evet, ve ortada affedemediğim biri var ona da evet. fakat, annem değil o kişi. babam.. ama affedemediğim kişi babam değil; aynı filmdeki çocuğun asıl affedemediği kişinin annesi olmaması gibi.. ne kadar karman çorman yazıyorum de mi? ne kadar duygusal ya da yaramaz bir kız çocuğuyum. filmdeki çocuk nasıl annesine sakladıysa asıl affedemediği kişiyi ben de babama saklamışım. asıl affedilmeyen kişi ne anne, ne de baba.. ben ve o çocuk. çocuk da kendini affedemiyordu aslında ama annesine tepkiliydi. ben de babamı affedemiyorum gibi görünüp aslında kendimi affedemiyorum. evet kötüyüm. evet duygusalım. evet beni üzdün gibi bir şey oldu. ama senin suçun yok ki. bütün suçlar adeta bende düğümlenmiş. bütün yaralar, acılar.. *demirden dökülmüş bir ağırlık gibi taşıdığım bir geçmiş var; daha ben taşıyamıyorum ki senden kalkıp beni bu halle taşımanı bekleyeyim ya da isteyeyim. mümkün mü?hayır. çok da erken farkındayım,çocuk değilim ya a canım.* sevme'lerden ya da sahiplenme'lerden korkuyorum. çünkü her neyi ya da kimi sevdiysem sonu hüsran.. her neyi sahiplendiysem sonu dövme ya da resim.. ben güçlü falan değilim.örnek alınacak biri hiç ama hiç değilim. yitirdim kendimi, bulamıyorum; neredeyim? neden yazıyorum sana? bilmiyorum. ne buldum sende? bilmiyorum. gerçekten de hiçbir şey bilmiyorum. bilmekten de öte bulmak istiyorum; yitip giden ruhumu.. bulmak ve onu karşıma alıp konuşmak istiyorum. neden gitti? neden tutamadım onu kendimle, bu bedende? gözlerimi de karşıma alıp konuşmak istiyorum; neden hep tuzlu sular akıtıyor yanaklarıma? gerçekten neden? beynimi de alıp konuşmak istiyorum. fakat ne diyeceğim.. inan bilmiyorum. en fazla yorulduğumu söyleyebilirim o kadar; o da bunun farkında olduğunu dile getirir kırık bir gülümseme ile. gerçekten de kırık mı olur o gülümseme? pek sanmıyorum.
her neyse….
neyse'ler de birikip beni asmadan önce şarkıdaki kendimi asmam için hazır olan ipe gidiyorum ben.
hoş'ça kal.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder