3 Kasım 2015 Salı

Sevgili Kuklalarımla Mırıldanmalar

Bölüm 7 ( Zaman İçinde Mırıldanmalar )


26 '' Bir diğer yanını son'da bıraktı ''


Her şeyin sonlu olduğu bir dünyada ben ya yokum ya da çok azım belki de hiç olmadım...
Fakat şunu biliyorum ki her şeyin sonunda olduğumu artık yaşanacak günlerin izdihamını yitirildiği güne uyandım. Her ne kadar bu izdihamdan şikayetçi olsam da içten içe bir içtenlik bu yaşamı sürdürebildiğimi yansıtıyormuş meğerse. Yaşanacak şeylerin kalmadığı, yaşadığım her şeyinde en dibine vardığımı çökmüş gözlerimle görmemek imkansıza kaçıyor. Keşke daha önce bile bilseydim sona varınca uyandırdılar bu yaşam rüyasında. Hiçte kalk demediler bıraktılar beni üzeri açık bir şekilde. Yaşamın güzelliğini çocukken görmüş olsam da beni bu günlere getiren belkide bu çocukluğumdur. Çocukluk yıllarının geçidini geçtik den sonra büyük bir karmaşanın içindeki son'a varabileceğimi hiç mi hiç düşünmezdim. Sürekli zirveye kadar çıkacağımı düşünürdüm her ne iş olursa olsun. Bir şeyi yapmaya kalkışırsam onu zirvenin tepesine kadar çıkarmadan bırakmazdım asla, artık yorgunluk vücuduma öyle bir çöktü ki yaşayabileceğim bir kırkyaşdahaolsa bu yorgunluğu hiç bir iş yapmadan bir köşede oturarak bile atamam. Uykusuzum Rüzgar çok uykusuzum bırakın ki bırakayım gözlerimle bütün uykusuzluğumu sona varınca zaten uykusuz kalamayacağımdır bari şimdiden boşaltıyım uykusuzluğumu demek isterdim fakat insanların bir oraya bir buraya çekiştirmesinden sürekli bir yerlerde olmaktan uyuyamamaktan daha da kötüsü içinde bulunduğum çirkinlikten her gece her yaşadığım olayı kafama takarak günlerce uyuyamazdım. hor görsünler beni o gece den hariç en az üçdört gece uyuyamazdım, kafama takardım oysaki insanların benim hakkımda neler düşündüğünü inanın umurumda bile değildi. Neden kafaya takıp da uyuyamıyordum bilmiyorum. Zaten bu düşünce için uykusuz kalmayacağım hemen şimdi gidip yatacağım.


27 '' Bir diğer yanını güvensizlikte bıraktı ''


Yaşanılacak bir günü hangi şarkıyla devam edebileceğimi düşünürüm hep. Öyle ya yaşamak; sizlerin olmadığı bir günde gerçekleşecek ve benim yaşadığımı hiç bir zaman göremeyeceksiniz. Güvensizliğimi satırlara yansıtmak isterim. Yaşama bile güvenim yok, insanlara zaten hiç güvenmedim ama insan bir şekilde birine güvenmeyi neden ister? Neden insanlar güvenmek kelimesinin gerçekliğinin farkında olmaz? Dilsiz bir dünyada yaşıyoruz ve bir gün bu dünya konuşacak olursa yeryüzünde yapılan onca pisliği yüzümüze vurursa ne diyebileceğimizi kim söyleye bilebilir ki? Şu insanlar güveni yıkan tek varlıklardır hemde bir parçada yıkarlar, sürekli olarak güveni yıkana söz söyleyemem elbette güveni yıkılmış insanın da hatası vardır ki bir çırpıda keser atar oysa hiç mi hata yapamaz insan? Nasıl olur ki kusursuz bir yaşantı geçirsin, oda acındırılmadan affedilmek istemez mi? Ben hiç affedilmek istemedim bu yüzden bilirim ki kendimi acındıracağım ve güvenini tekrar kazanmak için çaba sarf edeceğim fakat ben affedilmeyecek sözler söyleyeceğim ve kendime olan güvensizliğimi bir kez daha devşireceğim. Güvenmiyorum kimseye, alt üst edeceklerine inanıyorum sürekli güvenimi oysa tekrarlanmasını hiç mi hiç istemediğim bir şeydir güvenmek. Bu yüzden ayna karşısında kendimle sohbet ederken bir başkası olduğumu görüyorum sürekli, değişiyorum. Değişiyorum ama bir şekilde hep aynı kalıyorum, bir şeylerin değiştiğini hissediyorum yada birileri benim için bir şeyler yapıyorlar fakat ben hep o kötü adam olarak kalıyorum. Nefesimde boğulacak gibi oluyorum aynamda ki o yüz hiç istemediği bir yere hapsedilmiş bir şekilde bana bakıyor sanki o burayı hak etmemiş gibi sonradan ben sinirlenmeye başlıyorum ben hakettim mi diye bağırıyorum. Ne irkiliyor ne de bir tepki veriyor kendimle konuşmak bu muydu diye düşünüyorum oysa ben hep mırıldanırdım bu sefer aynada ki adamdan korkuyorum. Bilinmezliği açıklayabilecek durumda da değilim o yüzden yarıda keseceğim konuşmalarım olacak. Beynim karanlık düşüncelerle dolu bir yandan kendimi acındırıyorum bir yandan da kendimi güvensizlik rıhtımına çiviliyorum. Muhakkak ki raflarda yerini alacak bir kitabım da olamayacak, kendi satırlarına küfreden biriyim, güvenmiyorum satırlarıma da çünkü bu gün herkesten nefret ettiğimi söyleyip de bir gün bir sarışın kızın kimsenin göremeyeceği bir yerde dans ederken yakalamam sonunu bilmediğim bir çığa götürür beni. Yaşanabilecek bir günüm varsa şayet ben o gün mutfakta ölmeyi bekleyeceğim.


28 '' Bir diğer yanını bu karmaşada bıraktı ''


Sürekli başlıklar atarak bir şeyler karalıyorum inanın nedenini hiç bilmiyorum. Ne gereği var bir yazının başlığı olmasına hele ki okunmayacak satırlara başlık atmamın sebebi nedir? Bir açıklamanın başlığı olması gerektiğini söylerdi okulda ki öğretmenlerim. Ben ise herhangi bir başlığının bir yazının başına getirerek vede büyük harflerle yazmamızın sırrını bir türlü çözemedim. Çözülmeyen onca şeylerin arasında elbette ki benim bu başlıklara olan takıntımı hiç' e sayacaksınız. Zaten hiç birinizin benim kendimle olan kavgamın umurunuzda olmadığını biliyorum yine de benim kavgam ciddiye alınması gerekliydi. Hiç biriniz umurumda dahi değilsiniz beni bu karmaşada bırakıp gittiniz oysa yalnız kalmamalıydım ben. Fakat Rüzgar kurulan hayaller zamanın bizi yenmesini sağlıyor. Kendi kendimizi bitiriyoruz aslında hiç farkında olmadan. Bazen farkında olsak da hayaller kurmaktan kendimizi alamıyoruz. Soyutlanamıyorum hayalleri kurmaktan, kurduğum hayallerin beni bitirmesinden soyutlanamıyorum Rüzgar. Benim bu karmaşada ki ilk aylarım daha önce bilmediğim bir karmaşanın içine düştüm mü hatırlayamıyorum. Ah şu hatırlamak yok mu insanı bitiren yaşamak değil hatırlamak bitiriyor. Ne vardı hatırlamasaydık yaşayıp bitseydi bir daha hatırıma gelmeseydi eskiler. Eskilerle yaşamaktan eskidim ben, eskici bile almaz beni çok eskidiğimden değil beş para etmediğimden almaz. Çöpe atsalar beni yeridir, içim çöplük gibi her şey karmakarışık bir durum aldı. Neleri ölmeden önce yaşayacağız ki sorarım sizlere,  geçmişin bizi eskitmesin den tut geleceğin bizi bitirmesine kadar zaman; bizim kurallarımıza uymayacaktır. Zaman da hiç çocuklaşıyor mu ki hep düşünürüm çünkü düşünecek çok şeyim var ve ben düşünmek istemediğimden kendimi saçma bir karmaşada bulunduruyorum. Zaman neden her şeyi düzeltiyor peki? Ben zamanın düzeltemediği şeyler yapmak istiyorum ve yapacağım da kimse bana engel olamayacak. Buna zaman bile engel olamayacak ve zaman ne kadar düzeltirse ben bir daha ki sefere daha çok zarar vereceğim ve zaman pes diyene kadar savaşacağım. Cevap vermediniz ölmeden önce neleri yaşayacağız sorusuna yoksa beni kaideye bile almıyor musunuz inan bu da umurumda değil. Sizlerin hiç birinizi sevmediğimi tüm samimiyetimle söylemek isterim. Fazla seveni olmayan bir insan değilim, hiç seveni olmayan bir insan statüsüne giriyorum. Hiç seveni olmayanlar için bir yer bulunması gerek ya da gerçekten sevmeyen sevgi gösterisinde bulunan insanları arındırmak gerekli, uzak durulması gereken insanlar onlar, bizler değil fakat siz yine de benden uzak durun. Okumayın beni.


29 '' Bir diğer yanını açık ve net bir şekilde belirsizlikte bıraktı ''


Kendi karanlığımın içinde boğulacağım. Belirsizlik bir düşünceden çıkıp vücudumun neresinin ağrıdığını bile bilemeden acı çekip kıvranacağım. Belkide hiç bir yerim ağrımıyor ben eskiden ağrımış bir yerimi şimdi ağrıyormuş gibi düşüneceğim ne kadarda acıklı bir durum demi. Aklını kaçırmışsın sen dediğinizi duyar gibiyim sevgili satırlarım. Siz bile bana karşı ve anlamsızlığım yüzümden hiçbir zaman anlaşılmayacağımı yüzümü vurursunuz. Kaderimin çizgisinde öyle insanlarla tanıştım ki Rüzgar hiç birinin yaşamadığını gördüm üçyaşında ki bir çocuğun yaşamadığını da gördüm seksenyaşına gelmiş bir ak saçlı ak sakallı bir dedenin de yaşamadığını görmüşlüğüm var. Ben bunları anlatmak istemem satırlara ki anlamsızlığım yüzümden bir gün ölürsem bu defter de bir başkasının eline geçerse hemen yırtsın atsın yada bu defteri yaksın, yaksın ki daha düşünmeyeyim vücudumun neresinin ağrıdığını, satırlarımın bile bana karşı gelişi hepsi yansın hepsi haketti bende hakettim yanmayı. İfadesizlik bir insanı ipe bile götürebilir ancak öyle bir ifadeyle yazıyorum ki boynuma geçirilecek ipin değersiz bir boşluktan başka hiç bir şey olmadığını düşünüyorum. Sanmayın ki sizi kusursuz bir yazının akışına bırakacağımı, aklıma ne gelirse onu yazıp defterimi kapatacağım kendimle konuşacağım sadece birde Rüzgarla, birde Muammer'le, birde Aslıyla, birde dervişle,birde,birde,birde,birde,birde sonu gelmeyecek sanırım biraz dinleneyim.
Önümde kapalı kapılar var önünde kapanları dikkatlice yürüyüp aklıma doğacak hiç bir sesin beni kendime getirmemesini dua ederek yenmem gereken bir belirsizlik var. Karmaşıklığı yüzünden birine ne söylediğimi yada neleri anlatıp neleri dinlediğimi bilmiyorum. İşin içinde hatırlamak da var fakat hatırladığım her şey koca bir hiç karanlık.Kaybettik fakat bunu çok iyi hatırlıyorum ve açık ve net şekilde belli. Vazgeçmediğim kaybetmelerimle dolu bir yaşam sürüyorum Rüzgar hiç yoktan iyidir bir şeylere halen tutunuyor olmam neyin alameti olduğunu bilmeden bu serüvende sürü ile gelen sıkıntılara kaybetmenin acı bir yorgunluğunu duyuyorum. Kuklalarla bir dünya içine sıkıştırılmış hissediyorum, Üstüme üstüme geliyorlar sanki. Birde bal rengi gözleri olan Aslı yok mu çoğu kuklayı ona benzetiyorum bazısını Muammere burası benim iç dünyam mı diye düşünüyorum, düşünüyorum bir cevap bulamıyorum. Burası da neresi böyle? Dünyanın gökyüzü masmavi değil miydi ne ara böyle karanlık bir yere dönmüş. Göz gözü göremeyecek kadar bir sis var etrafta ya da bu sis birinin beni görmemesi için yada ben kimseyi görmemem için tam bir göz mesafesinde bulunuyor. Bir kukla ordusu üstüme doğru geliyor onları yönetemiyorum ya insanların kuklalaştırıldığını düşünüyorum yada kendi iç dünyamdaki kuklaları kontrol edemediğimi düşünüyorum. ( ne çok düşündüğümü düşünüyorum ve düşünmenin beni bu çıkmazdan çıkaramayacağını da düşünüyorum ) Bir rüya olmasını diliyorum bu gerçekleşen olaylar şeytanın sebebi bunlar aklımın vesvesesinde dönüp duruyor. Hafiften gözlerimi acıtan bir sisin eşliğinde kaçıyorum üstüme doğru gelen kuklalardan, bir şekilde onları atlatmalıyım fakat her yerdeler meğersem benim iç dünyam ne kadar da kalabalıkmış beni yeyip bitiren bu iç dünyam imiş meğersem. Sevgili kuklalarım sizlere artık bu şekilde sesleneceğim diye bağırıyorum bir çatı katından. Bu çatı katını buraya diktiğime göre bir işim var bu çatı katında ya da bir anım bunu düşünecek durum da değilim şu anda kuklalarımı hizaya sokup benim yokluğumda ortalığı dağıtmış olmalarına kızıp herkesin görevlerini yerine getirmesine adına tekrardan görevlendireceğim. Sizi bir başka yanıma alayım buradan daha fazlasını bilemeyeceksiniz, kapatıyoruz.


30 '' Bir diğer yanını rap müzikte ''


Belki yeri bile yok yetersiz kaldı bildiklerim
Önümdeki soluk akciğerimin zehrisin
Aklımın karanlığının belirsiz bir yüzeyindesin
İhanetle yoğrulan bedenin sırtındaki izlerisin

Günün yazarı bugün elleri titriyor yazar mı?
Düşündükçe beynimi bulandırdı nasıl olacak
Sabahın doğumu kaç ölümü doğurdu
Boğuldum bak

Planlarının kaçı tuttu?
Huzuru Allah'tan istemiyorsan bu senin suçundur ahmak
Ölmek için uçurumdan atlıyorsan korkak
Bedeni ayakta tutmak için ruhu sarmak

Ebediyen özlemim çocuklukta kalacak
Kaçıncı can bu kavgam etrafımı saracak
Renklerin olmayışını garipsemiyorum artık bak
Gülümsemek olası bir hastalıkla ancak

Kurtaracak mı ölüm yazdıkça belki beni yaşatacak rap ölsem de rap
Cinayetim ölümümle gerçekleşecek
Yoruldum bir hayli yolumda içimdeki istek artık yok gerçek

Şiirlere korkan adam nasıl bir adım daha gelecek bu güne
Beden buradayken ruhumun gezgini geçmişte artık bir ara ver

 Nasıl bir nefes bu her solukta boğulur
Gözlerimdeki acılar alevlere sorulur
Dünyama umutsuzluğum her akşam duyulur
duyuyor musun beni? Bir umuttu

Zaten önemi yok terk ettiğim yollar aklımı yorar
Vakitin ilerisinde dünden çok zaman geçti ve
Elimin içi yazmaktan terli
Bir sebepten doğan ölüm bu dünyaya dirilişi

Her şey eskidi be seste zihnime zarar
Bir yerlerde kalır aklın tıkanır damar
Alıp gideceğiz ruhu bir yolunu bulacağız da
Kaybedenler içinde çıkışı olamayacak

O kadar pislik ki hayat göz kapaklarım dahi bunu örtmüyor açığa vuruyor tüm hislerim
Hiç bir şey olmadan ilerlemek zor bir kesim
Yaşayan bir canlı yok içimde sen en içimdesin

Toprağın içinde görebilecek misin geçmişe döndüğünde
Bu gece mumun söndüğünde
Yalnız hislerin özleminden bahsederken ağır yara bu bedende

Kalan ne hayat aldığında cesareti elimden
Gülümserken yaralarla
Aklımdaki sorular yalnızlık hakkında
Dilinde biten tüyüm özlem tadında

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder