20 Eylül 2015 Pazar

Mırıldanmalar

Bölüm 1

Hava kararmak üzere olduğu bir zaman diliminde, karanlık düşünceler etrafını çevirmişti. Yolda yürümekten, insanların kaçışlarını izlemekten, insanlığın içinde tek bir insan görmemeyi izlemekten, bir birlerine gülümseyen insanların sahteliğini izlemekten ve bunca izlenimin sırasın da Muammer'i kaybedişim error veriyor beynime.
En yakın arkadaşımızı da kaybettik, çok şey kaybettik, kaybettik, hayır siz kaybetmediniz bizim kaybedişimize sebep oldunuz. Üzerinize açtığım davaların akşam uyurken rüyalarınızın kabusu olacak ve uyku tutmayacak, baktığınız her yerde beni göreceksiniz baktığınız her yerde Muammer inanç'ı göreceksiniz. Fakat sizin çokça boşverliğinizin içine bu da eklenecek, eklemek isteyeceksiniz, ekletmeyeceğim alçaklar, alçalacaksınız.

Bir irkilme de uyandı Raşhit Asıl, gördüğü rüyadan terlemiş olmalı su içinde kalmış durumda, hayır hastalığından olması gerek, çocukluğundan gelen bir baş ağrısı ve ateşi var. Çocukluğundan bu yana yanında taşıyabildiği iki şey buydu, ya dostları? Ya aşkı? Ya oyunları, çocukluk demişken güzel bir çocukluk geçirdi raşhit, o zamanların çizgi filmleri, oyunları, arkadaşlığın, dostluğun en sıkı olduğu dönemleri, nerde o; Tom ve Jerry'ler, Pokemon'lar ( pokemon yayımdan kaldırıldığında ağlamıştı ) Duffi, Scooby doo kısaca aslan kükremesi sonunda çıkan bütün çizgi filmler çok güzeldi. Alt komşum Yeşim Ayas'ın oğlu derviş gelir arada bu eve, (sakın anneme söyelemiyin size geldiğimi izin vermiyor da derdi ) şimdiki çizgi filmlerde tat yok eskilerden bir kaç bölüm açar mısın bana raşhit ağbi izliyeyim rahatsız etmem sizi derdi şu sıralar o da gelmemeye başladı, sıkıldığından değil taşınmışlar geçen gün Rüzgar bize gelirken gördü ve Dervişle, annesi Yeşim ile diyaloğunu duymuş
Derviş - Anne ben bir raşhit ağbime görüneyim sessizce gittiğimi duyarsa çok kırılır haksızlık etmiş olurum ona
Yeşim - Gitmeyeceksin, raşhit mi raşit mi her kimse o değişik bir yaşam sürüyor, korkuyorum sana bişey yapacak diye
Derviş - Raşhit ağbim bana hiç birşey yapmaz en komik anlarımı onunla çizgi film seyrederek yaşadım çocuk gibi beraber izlerdik, ilk aşık olduğum da bile Raşhit ağbime dedim anne, borcum var ona saygı borcum, değer borcum, bana verdiği ilham borcu, yaşadığı hayat hikayelerinden bana anlatıp sakın boş bulunma insanlarını sevmediğini anlattı, ve şimdi anne sizlere bakıyorum ki çok haklı,
( Dervişin bu sözlerinden sonra Yeşim Ayas oğluna tokat vurup sürükleyerek arabaya bindirip götürmüşler )
Toprak sahadan yapılan maçların sayısı yok sabah simit sat, öğlen okula git ( okul harçlığını bu şekilde çıkarırdı ) okulu sevmezdi ve tabiki o zamanlar ilk okul aşklarından Aslı'yı severdi, hiç bilemezdi yıllarca süreceğini bunu çirkinliğine yorardı. Akşam eve çantayı atıp hemen bir eşofman giyip Muammer'i  evinden alıp koşa koşa toprak sahaya giderdi. gece yarısını maç yapıp gerisini gezip tozmaya harcardık zamanı bilemezdik çocuktuk zaman hep böyle geçecek sanırdık, zaman denen illet artık yaşanacak bir şey değil ne olurdu her şey eskisi gibi kalsaydı yada sadece biz eskide kalsaydık hiç bozulmasaydı zaman.

Hiç bir hakkını savunamazdı, bu durumu sorumlusunu bile kendinde bulurdu. Kendini bulamadı hiç bir yaşam da, bir kitap sayfasında, sarhoş bir kişinin dağınık yazmasın da, bulamadı, çok geç, bulunamadı. İlaç içmeyi sevmez fakat bu baş ağrısı ve ateş iyice artmaya başladı Raşhit doktorların basit bir soğuk algınlığı demesine ( bu lafı her gittiğinde söylerler, artık gitmiyor) neden bir türlü geçmediğini sorduğunda bir şey demiyorlardı. Her gece terden su içinde kalmış durumda uyanır, eğer kolayca ulaşabileceği bir yerdeyse ilaçları içer evde dolanmaya başlar. Bir süredir evinden dahi çıkmayan Raşhit insanların yüzlerini görmek istemiyorum dedi ayna karşısında. İnsanların içine çıkılabilecek bir insanlık görmüyorum. Uzun uzun aynada geçmişi seyrediyordu bulanık bir biçimde. Aslı diye bir sevgilisi vardı aslı aslı aslı her gece uyanırken üçdefatekrarlardı aslıaslıaslı. Ah be Aslı, bilinmez bir mağaranın içinde ölmeyi bekliyorum, belkide öldüm Muammer gibi bende arada bir görünüyorum, belki yazdıkça görünün bir varlığım sadece. Hayır belki de yok oldukça görünün bir varlığımdır, insanlar beni görmedikçe yok olduğumu sanıp mutlu oluyorlar, kimler onlar üstadımız? onlar işte bak oradalar Rüzgar, göremiyorum, ben hiç görmüyorum. Üstadımız oradalar dediniz ya, göremedin ama bana göre hala oradalar ve Rüzgar senide benden başkası görmüyor, doğru üstadımız fakat sizi görüyorlarda ne oluyor? Tanıştırayım unuttum, günleri unuttuğum gibi günlerden ne bugün rüzgar sadece yaşayıp bitmesini istediğimiz bir gün üstadımız, artık tanıştırmalıyım bu Rüzgar, onlarsa sadece onlar Rüzgar.

Yeni bir kitaba başlayacaktı, elini kitaplarının üzerinde gezdirirken bir tanesinde durakladı, bu kitabı okuyacak olmasından değil, ayakta uyumaya bağışıklık kazanmış, kazandığı tek şey bana zarar veriyor Rüzgar siz bişey kazanmadınız üstadımız kaybettiklerinizden oluştu bu rahatsızlığınız, daha neler oluştu bir bilsen Rüzgar, Biliyorum üstadımız çok şey kaybettiniz..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder