22 Eylül 2015 Salı

Düşüncelerde Çırpınmanın Hikâyesi




Şimdi size çırpınışlardan bahsedeyim mi?
Nice çırpınmaların içindeki nice boğulmalardan...
Ya da şöyle mi demeliyim?
Kurtulamamaktan.
Kuytu bir dehlizin içinde kaybolmaktan.


Şimdi bir kış, bir yaz, bir ilkbahar geçti.
Sonbahar mı?
İkincisi geçmek üzere şuracıktan.
Sen mi?
Göçemedin gitti gönlümden.
(Çiçek gibiydin. 
Çiçekler gibiydin. 
Tanımıyordum, belki de senden binlerce tanesi vardı.
Ama...


------------

Bıraktın.
Kalbimde iz.
Defterimde iz.)


Göçebe niyetiyle koymamıştım seni gönlüme belki de.
Gitmeyeceksin diye ekmiştim ben çiçeklerimi.
Sonbahar gelse, solsalar bile
Defterlerimin arasına koyacaktım.
Bırakmayacaktım.
(Defter arasında kuruttum sandım. 
Seni de.
Nice çiçekler gibi
Koydum defterimin arasına.
Kuruttum sandım.)


(Vakit.
Kurumak için vaktin gelmemişti belki de.
Baktım; seni aralarına bıraktığım yapraklara.
Düşünmüştüm ama istememiştim.
Evet, izin kalmış.
Yapraklarda.
İz bırakmışsın, gönlümde.)


Şimdi yerleşik sevdan
Şimdi kırılgan ben
Şimdi bir şehirden öte İstanbul
Şimdi sonbahar geliyor
Şimdi seni görmek geliyor içimden
Şimdi saçların savruluyor
Şimdi gülesim geliyor
Şimdi kalbim fırlayacak
Şimdi ellerim titriyor
Şimdi görenler hâlime gülecek


Çırpınıyorum.
Çırpındıkça batacağımı bile bile
Hayal ettikçe yıkılacaklarını bile bile
Bilerek
Korkarak
Ve düşerek sevdaya

Bekliyorum.
Meftun gibi bekliyorum.
Vuslatımı bekliyorum.
Amenna!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder