30 Ağustos 2015 Pazar

Doğum Günümüz Kutlu Olsun

Mehmet Burak Balyan, elinde bir pasta, koridorda ilerliyordur.

Koridorda sağlı sollu birçok koğuş vardır. Faruk Tapsizin, Bir Küçük Bok Böceğinin, Bahar Kelebeğinin, süpürgelifeministin, denizeçalanadamın ve 56 kişinin daha yanından geçer. Her iki kapının karşısından geçtiğinde o sıradaki ışık açılıyordur, geçtiğinde ise kapanıyordur. En sonunda kazandibi'nin kapısında durur. 
Mehmet Burak Balyan: kazandibi'nin kapısını açın!
Kapının açıldığına dair bir ses gelir. kazandibi kapıya dönük bir şekilde sessizce oturuyordur. Oda karanlıktır, kazandibinin silüeti hafifçe belli oluyordur.
MBB: Işıklar! 
Işık açılır, açıldığı zaman kazandibinin MBB ye bakan gözleri ve tepkisiz yüzü ortaya çıkar.
MBB: Beni gördüğüne sevinmemiş gibisin, ya da üzülmemiş, bilemedim. Yüzüne bi mimik takınmayı düşündün mü hiç?
kazandibi: Hoşgeldin, ne kadar zaman oldu?
MBB: Konuyu değiştiriyorsun, pek ala. Hoş bulduk. 
MBB nin gözü etraftaki buruşturulmuş kağıtlara ilişir
MBB: Yazmaya devam demek.
kazandibi: Tabi ki
MBB: Rahatsız oluyor ama, yazmanı istemiyor onun hakkında.
kazandibi: O'na yazdığımı nerden biliyor?
MBB: Bunu herkes biliyor.
kazandibi: Tabi ki O'na yazıyorum, ama bir isim verebilirler mi bana?
MBB gülümsedi.
kazandibi: Hem bunu istemeye hakkı yok zaten. Ki bu konuda yapabileceğim bir şey de yok. 4 yıl önce bugün, kurduğum her cümleyi bırak, attığım her adımda, aldığım her nefeste, her anımda, her ânımda her zaman O oldu. Benliğinin kokusu benliğime sinmiş. 
MBB: Anlıyorum ama, "hakkı yok" kısmına katılmıyorum. Buna sen karar veremezsin. 
kazandibi: verdim ve uyguluyorum. Bencilim. Yazıyorum ve rahatlıyorum. "Yazıyorum, öyleyse varım" Son nefesime kadar da "var olacağım"
MBB biraz duraksar. Odayı inceler. Duvarda birçok yazı asılıdır. İlk yazıya gözü takılır "Gülü Seven Misali"
MBB: Bak sana ne getirdim, bir pasta! Biliyorsun bugün büyük gün.
kazandibi: Biliyorum, bilmem mi. Bugün bizim doğum günümüz. Bugün benim doğum günüm. Ayrıca Zafer bayramı. Ne kadar ironik di mi?
MBB: Hala biz diyebilmen çok komik. O artık seni sevmiyor. "Seni sildi, tamamen"
kazandibi: Ondan alıntı yapmayı kes lütfen.
kazandibi duraksar.
kazandibi: "Biz"li konuşabildiğimiz bizler geride kaldı. O "Biz"ler "Bizli"ler ve mutlular. İkimiz de değiştik. Şu anki "Bizler" "Biz" değiller. Ama şu anki "Biz"i de, O'nu da seviyorum.
MBB: Nasıl yani?
kazandibi: Ben O'nu her şeyiyle sevdim. Geçmişiyle, geleceğiyle. Evrimleşeceği benliğiyle, değişme olasılığıyla, eksikleriyle, kusurlarıyla... O'nu tam tanımadan sevdim, ki ben daha kendimi tam tanımıyorum. 
MBB:Bunun sevgi olduğuna emin misin?
kazandibi: Emin değilim. Belki de O'nu değil de, platonik aşkı seviyorum. Ya da acı çekmeyi, bilmiyorum.
MBB: Bunu sen istedin. Belki de bilerek yaptın. Senin katlanamayacağın bir duruma onun katlanmasını istedin. Bencilsin. Hep bencildin.
kazandibi: Öyleyim, öyleydim.
MBB biraz duraksadı. kazandibinin anlattıklarını sindirdi. 
MBB: Ziyaretçi saati bitmek üzere. Mumu benimle üflemek ister misin?
kazandibi: Sönmez. O mumu söndürmeye tek nefes yetmez. Ama bir dilek tutabilirim, seslice.
MBB: Tabii.
kazandibi: O mumu söndürecek ikinci bir nefesin hiç benliğime bulaşmamasını diliyorum. 
MBB gülümsedi.
kazandibi: İletmemi istediğin bir yazı var mı?
MBB kazandibiye cebinden bir kağıt çıkarıp uzattı. 
MBB: teşekkürler
kazandibi: Ne demek, görevim.
MBB pastayı bıraktı ve "Işık" diye seslendi. Işık söndü. Ardından "Kapı!" diye seslendi, kapının açıldığına dair ses geldi ve koğuşu terk etti. kazandibi yazıyı okumaya başladı. "Mehmet Burak Balyan, elinde bir pasta, koridorda ilerliyordur. Koridorda sağlı sollu birçok koğuş vardır." Ardından duvara astı.

7 yorum: