5 Temmuz 2015 Pazar

pekbi efkarlı

kendimden uzaktayım içine düşüşümden sonra, ben kendi içimde seni çürütüyordum, tehlikeli oyunlar oynuyoruz her sabah, korkuyla dehşetimi saçıyorum ben her sabah, rüyalara uyuyorum

bilirsin beni az çok şu yazarı da, gri gökyüzüne açtığım pencerenin altında gördüğüm gerçek bir yalan dünya, üstümde yazarın karıncaları kuşlar konmaz bu penceremin kenarına, koşuşturmaya başlanıyor yine hayatın sabahında, uyanıyorum somurtarak, kalkmazsam hemen kaçıracağım bugünde şu otobüsü 2 vesaitliyi kaldıracak kafam yok bulanıyor midem, bu bana sahnelenmiş oyundayım, her sahnemde kurgulanmış acı içinde yoldayım, kaygılanan hislerim den kurtulup bir an önce gerçek bir role bürünmek için sahte elbiselerimle örtünüyorum, yorgunluğumu bir üst rafa taşıyacak bir iş daha bulmalıyım, umudumun ışığı soluk durumdaydı, izleriz hep birbirimizin suratlarını, baktığım yüzler somurtmaktan gülmeyi unutanlardı, ben o yüzden en çok aynaya bakanlardanım, yalnızım, yalnızlığımla, usandım tehlikeli oyundayım, odamın içinde kokunu alıyorum burdaymışsın gibi tehlikeli surdayım, bir yağmur yağmadı hikayemin üstüne, küçülmek isteyişimiz yaşlarımızdı üstünüze düşen küçülmekti - değil insanlığınız - kimseye güvenmemek oldu benim ustalığım, yeniden oynamak istiyorum şu tehlikeyi çıraklığım hayatımın en acı ekmeğiydi, şimdi kaybettiğim koca bir temiz geçmiş, boş küfürler savurarak gelecekteki tehlikeye selamlar, ayağımdaki kramplar yorgunluğumu yorgan altı atlatırlar, kaybedecek bir şeyim yok yaşadığım atlasımda, silginin tozları senle savaşırdı üstüme yakışırdı kokun, burnuma yapışırdı kokun, burnumdan çektiğim en iyi yatıştırıcıydın özlemi dindiren, yan etkisi; sonsuz bir hayale dalıp hiç bitmiyeceğini resmetmek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder