Parmak uçlarımdan damlıyorsun saman yaprağa.
Kelimeleri,
şehvetinle seviştirirken.
Aklın onda mıydı?
Sabah ezanı eşliğinde günah işlerken?
Sol kaburgamın altı işgal kuvvetleri tarafından
harp altında,
paranoyam beyin uçlarımda.
Beynimde ise çiftleşen filler bana gülümsüyor,
düşlerimi paramparça ederken.
Gözlerim muhtemel kızıl tonları,
uçuş seansları,
bir nevi ölüm rabıtası.
Mum ışığımın,
gayri resmi yolla üretilmiş tütün türevi sigaramın dumanıyla erotik dansı,
göz kamaştırıcı.
Karışık,
karmakarışık.
Beynimdeki koşuşturma,
yorgunluğuma çatışır.
Neden?
Nedensiz bırakıldım?
Yüzlerce soru,
yüzlerce karakter,
iç içe beklentiler,
sabır gerek.
Çığ olmuş soru(n)lar boğuyor,
nefes aldığımı zannederek.
Zevk noktasını kaçırmış,
tecavüz mağduru gibi,
emanetinin firarisi
ihanetin mimarisi.
Rahat uyu,
Mayıs yağmurları,
yıkarken kaldırımları,
burnunda tütsün çocukluğumuzun kokusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder