2 Nisan 2015 Perşembe

O'na



Saçlarına bahar mı yağdı ? Gözlerine deniz mi aktı ?
Yoksa bulutlar çadır kurup ateş mi yaktı ? Ya da Tanrılar baldan kaleler koydu. Ellerini çocukken hangi çaydanlığa değdirdin Hala çok sıcaklar , tutamıyorum. Dudaklarından ay doğuyor geceme Gözlerin , tuttuğum yıldızlar oluyor gökyüzünde. Resimlerin duvarlarıma sığmıyor Asa asa bitiremedim hiçliğini Seve seve bitiremedim yüreğimdeki seni. Gel desem gelir misin ? Benim gibi sever misin ? Özlediysen gelsene Hadi çık gel Gözlerine bir fincan kahve doldur da gel Bilirsin severim kahveyi Hem kırk yıl hatrı da olur. Annesi olayım öksüz umutlarının Kolu kanadı olayım uçsuz bucaksız rüyalarının Sarıp sarmalarım ben onları Korurum da süpürgeli cadılardan İstersen emziririm umut yüklü yüreğimden Sen ve ben yürek adamı değil miyiz zaten? Sorular birikti ömrümde Gel de onları cevaplandıralım Haz etmem belirsizlikten Gel de belirsin belirmesi gereken. Bırak yaslanayım çınarına Sulansın gözyaşlarımla Yeşersin , gölge olsun aydınlığa Bilirim sen de hayransın kör karanlığa Oturur izleriz uzaktan güneşin batışını Ben yazılar yazarım sana Sen de şarkılar dinletirsin Beraber dinleriz. Nefesleniriz. Bize yetişmesini bekleriz kaybolan ruhlarımızın Yetiştiklerinde de göçüp gideriz Çınarının rengi de döner sonbahara.

2 yorum: