23 Mart 2015 Pazartesi

Umutsuzluk

"Umutsuzluk benim işim" dedi. Duvarda yırtılmış bir tiyatro afişi görünce. "Umutsuz İnsanlar". "Umutsuzluk benim işim, size ne oluyor?" dedi.
Hiç çevresine bakmıyordu yürürken. Ayakkabıların uç kısımlarına dikmiş yürüyordu. Dünyadan bir haber. Farkında değildi. Her nefes verişinin bir sonraki nefes için olduğunun. Farkında değildi her adımının bir sonraki adım için olduğunu. Yaşadığı günün, yarın için olduğunun farkında değildi. Çünkü onun için ne nefes, ne adım, ne de günler önemliydi. Zamanın farkında değildi. Çünkü bilmiyordu hikayelere zaman vermenin dünyanın en büyük umudu olduğunu. O aslında kendi içindeki umuttan bir haber. Umutsuzca dolaşıyordu.
Umutsuzluk içine işlenmişti. Umutsuzluk onun işiydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder