23 Mart 2015 Pazartesi

Yollar

Dizlerimi omuzlarıma kadar getirmiş, karnı ağrıyan sekiz yaşındaki bir çocuk gibi oturuyordum bilmem kaçıncı duble rakıdan sonra.
Bir bira açmışım, farkında değilim. Taşları izliyorum rahat rahat oturamadığım lanet bir sahilde. Dalgaların taşların arasından geçerken çıkardığı sesi dinliyorum ve rahatlıyorum. Sonra sert bir dalga vuruyor ve kendime geliyorum. Sigaranın külünü atıp bir yudum alıyorum lanet kutu bir Efes’ten. Ay ışığı tadında yazılar yazıyorum yine sana kafamda ama onları hiç dökemedim kağıtlara. Şimdi o sahile üç kilometre, sana iki yüz elli kilometre uzaktan yazıyorum beyaz kağıtlara, senin hediyen olan kalemle.
Seni düşünerek, seni severek, sana üzülürken.
Kilometreleri ağlattım belki de dün gece belki de piç olmuş yollar kızdı bana. Ama ben vazgeçmeden sövdüm onlara.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder