25 Şubat 2015 Çarşamba

Başlama

 Başlıyım mı yine anlatmaya, O'nun beni kaç kere terk ettiğinden, ya da nasıl terk ettiğinden, ya da ne söyleyerek terk ettiğinden?
 Söyleyeyim mi vücudumdaki her bir kurşun yarasının yerini ya da onun namlusundan çıkan kör kurşunların bana nasıl geldiğini? Ne kadar ağladığımdan, ya da ne kadar sızlandığımdan bahsediyim mi size? Ömrümün kaç yılının onunla geçtiğinden ya da? Duymak ister misiniz ağzından çıkan son kelimeleri? Ya da anlamlandıramadığımı bazı şeyleri?
 Yine?
 Hayır.
 Hiç merak ettiniz mi onun kafasından geçenleri, benim gibi? Git derken kal dedi mi acaba? Ya da git derken gerçekten ciddi miydi? Matematiksel düşünelim hadi biraz: Yazdığım yazıların yüzde ellisi ona ithafen, aklıma gelen her güzel kelime onun yolundan geçmişken, bir insan nasıl başkasının olduğunu düşünerek kalbimde, "Git ona" diyebilir? Bence öyle demek istemedi. Git diye seslenirken kısık sesle, içinden çığlıklar mı yükseliyordu acaba, kal diye? Ama söylemedim mi "Ben seni anlamıyorum bazen, açık ol bana!" diye?
 Hayır.
 Bana fütursuzca git diyen kızla, "Sevdiklerim benden önce ölsün isterim, onları benim ölümüm üzsün istemem" diyen kız aynı kişiler mi? Siz de merak etmiyor musunuz, bu cinayeti ne kadar sürede işlediğini? Nasıl ya da? Nasıl kıydı o narin düşünceye sahip kıza ve başka bir o geldi karşıma?
 Hayır.
 Ben bir kız tanıdım, kendi küçük gönlü büyük, sevmeyi daha bilmeyen, tıpkı benim gibi, masum yeşil gözleri "Beni sevmek istediğine emin misin?" der gibi bakan bir kız. Ama sevdim. Sevmeyi öğrendim, sevmeyi öğrettim. Ama o bakışlardaki o mesajı alamadım. Çünkü ben bir erkeğim, o gözlerden gelen mesaja değil, gözlerinin yeşiline baktım. Ben derin düşünemem, ya da en iyi ihtimalle, senin derinlerine kadar inemem.
 İnemedim.
 İnemeyeceğim.
 Özür dilerim. Eğer git derken başka bir şey kastettiysen ve ben anlamadıysam, anlayamadıysam, özür dilerim. Ama yorulmuştum. Çok yorulmuştum. Seni anlayamamak o kadar yordu ki beni, dayanamadım. Sadece gittim.
 Ruhum bir yerlerde takılı kaldı, ayaklarım ruhumdan bir haber, öylece gittim. Bazen gecenin karanlığında boş caddenin ortasından gittim, bazen tepemde üzgün bulutlar, donuma kadar ıslanana dek gittim...
  Bugün imam dedi ki öğlen namazından önce, "Eğer bir şeye olan sevginiz Allah'a olan sevginizden çoksa şirke doğru gidiyor olabilirsiniz" diye. Acaba seni Allah'tan çok sevdim de Yaradan Biz'e bir "Dur!" mu dedi?
 Yanıyor muyduk acaba?
 Başlıyım mı yine anlatmaya, O'nun beni kaç kere terk ettiğinden, ya da nasıl terk ettiğinden, ya da ne söyleyerek terk ettiğinden?

5 yorum:

  1. Lemalar, üçüncü 3. lema “Ya Bâkî, Entel Bâkî”...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ondan gerisi yok olmaya mahkumdur , tabii ondan gerisi diye bir sey varsa

      Sil
  2. 'Upuzun koridor' da yaktığın odalar?

    YanıtlaSil