Hani acının değerini yanan dilimizden, kızaran yüzümüzden ve
ateş basan kulaklarımızdan anlıyorduk? Ben yıllardır kalbimin ağrısından,
aldığım nefesin beni boğmasından anlıyorum.
Yanlış şeyler mi öğrendim yoksa hayat toz pembe mi gösterildi bana yıllarca? Bunu bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var dostum; o da herkesin içinde keşfedilmeyi bekleyen bir kıtanın var oluşu. Onun adı Amerika mıdır Acı mıdır bilmem bayım! Ama kendi kıtama bir isim koyacak olsaydım "Acının Yağında Kavrulanlar Diyarı" derdim.
Yanlış şeyler mi öğrendim yoksa hayat toz pembe mi gösterildi bana yıllarca? Bunu bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var dostum; o da herkesin içinde keşfedilmeyi bekleyen bir kıtanın var oluşu. Onun adı Amerika mıdır Acı mıdır bilmem bayım! Ama kendi kıtama bir isim koyacak olsaydım "Acının Yağında Kavrulanlar Diyarı" derdim.
Herkes acı çeker önemli olan acının şiddetidir demiştin ya
güzel dostum, acılarda kavrulurken ruhumdan arşa yükselen yanmış hayal
kokularının burnuma değdiği anlarda acımın şiddetini önemsemeyi bıraktım ben.
Her yanımdan kan akıyormuşçasına nem hissedip de kendime baktığımda derimin
altındaki gerçek yaraları gördüğüm zaman, hislerimi önemsemeyi bıraktım efenim.
Zor şeymiş yaşamak. Canın acısa bir dert acımasa ayrı bir dertmiş, geç anladım.
Sizi neden seviyorum biliyor musunuz bayım? Sizin sayenizde
yağda kavrulmak dışında acı çekmeyi öğrendim çünkü. Sizin sayenizde tuzlarla
tanıştım! Birçok gece yaralarınıza basıp iyileşmesini dilediğiniz, kendinizi
Tanrı'nın huzuruna bıraktığınız o tuzlarla tanıştım. Siz tanışmamalıydınız o
tuzlarla bayan dediniz ya dostum, ben iyi ki tanıştım diyorum. Çünkü o tuzların size neler fısıldadığını
biliyorum artık. Zamanla kendime de tuzların içinde bir yer yapacağım, çünkü
artık kavrulmaktan yoruldum. Hem böylece size daha yakın olabilirim öyle değil
mi? En uzun mesafenin kişiler arasındaki uzaklık olduğunu okumuştum bir yerlerde.
Sizinle uzansam o tuzlara yakın olur muyum size? Bilmiyorum efenim, bunu ne
yazık ki bilmiyorum.
Hayattan öğrendiğim bir şey daha var güzel dostum: "Bir
yerden sonra canın yanmıyor hissizleşiyorsun." Hissizleştim mi sahiden?
Sahiden artık acımıyor mu canım? Ahh, tabii ki de acıyor hem de her defasında
daha derine batarak! Ama ben hissetmemek istiyorum bayım. Artık iyileşmek
istiyorum. Kırıklarımı birinin yardımıyla yaralarımdan çıkartmak istiyorum. Yaralarımda
anestezi etkisi yapan şeylerle meşgul olmak yerine tedavi görüp en azından
yaralarımın kabuk bağlayışını görmek istiyorum. Bilmem ki bir gün iyileşir
miyim? Başta sevdiklerimizi olmak üzere her şeyimizi bıraktığımız 'zaman'a
bırakıyorum bunu da. Zamanın bizden aldığı şeylerin yerine, yaralarıma şifa
tomurcukları bırakmasını istiyorum artık. Umarım bir gün iyileşiriz güzel
dostum!
Bir gün yaralarımızı değil de şifalarımızı konuşabilmek
dileğiyle..
Amin
YanıtlaSilCok dertlisin Psikolog hanım ama güzel yazı beğendim ��
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
Sil