Uyanığım şuan, yatağımın içindeyim. Hava çok sıcak, keşke odamda klima olsaydı. Neyse kalkıyorum tamam, ama yüzümü soğuk suyla yıkamak istiyorum. Neden olduğunu bilmediğim bir sebepten ötürü evimde yaz kış buz gibi su akar musluklardan. Kışın da kombi sağolsun her daim sıcak suyum olur. Ama yazın bu kadar soğuk suyun nereden geldiğini bir türlü çözemedim. Su boruları yerin çok altında olmalı. Bu evi çok seviyorum, dedem sağolsun küçüklügümden beri bu evi üniversiteye geçince sana vercem diyordu, verdi de. Kız da kaçırcaz diyordu aslında ama birlikte kaçıramadık dedem olmasa da ben kısmen kaçırmış oldum sevdiceğimi. Getirdim onu buralara. Ah.. evet suyun yüzüme değmesiyle uyanıyorum bütün düşüncelerimden. Su, yaşam kaynağı... ne kadar ilginç değil mi? Hepimizin muhtaç olduğu bu kaynağı nasıl da önemsizmiş gibi görüp israf ediyoruz. Aaah çok oyalandım hemen işimin başına geçmeliyim. Merdivenleri hızla inip çalışma odama geçiyorum. Eveeeet kavuştum yine sevdiğime, sesini duymak bile beni mutlu ediyor. Büyük bir enerji ile başlıyorum yine güne. Bugün çok işim var. Son videomun seslerini halletmem lazım. Ah şu telif hakları da olmasa... Seslerin her bir parçası için bir değişiklik yapmam gerekiyor. Herneyse seviyorum nasılsa işimi. Bu benim tutkum. 10 saniyelik bir ses için 2 saatini harcayan, aynı sesi yüzlerce kez dinleyen benim.
Biraz önce Burak aradı, birlikte oyuna girelim diyor. Ona 5 dakika sonra geleceğimi söyledim. Render bitmek üzereydi. Neredeyse her gün oyun oynarız Burak'la. Ama önceleri oynadığımız gibi değil. Kendi oyunumuzu yapmak istiyoruz. O yüzden piyasadaki tüm oyunları oynayıp sentezliyoruz. Üniversite bir bitsin. Kendi şirketimizi kurcaz. Hatta logomuz, intromuz bile hazır.
Burak... canım, ciğerim her şeyiyle kabullendiğim her şeyiyle sevdiğim güzel insan. Bir de unutmayı becerebilse.. Takmış kafasına bir kere bir türlü bırakmıyor. Rüyaları kabuslara dönüşüyor, aklı ona oyunlar yapıyor yine de bırakamıyor. Çok kızıyorum ona cidden ya. Neyse her şeye rağmen kafası güzel çalışıyor. Bir bir araya geldiğimizde fikir saçıyoruz. Hele Mustafa da yanımızdaysa gerçekten en baba fikirler bizde oluyor. Dedim ya şirket kurcaz diye temellerini attık biz şirketin, gerisi kolay. Ben iletişim ve tasarım bölümü okuyorum. Şirketin reklamları, imajı, prestiji benim işim. Burak Işletmede okuyor. CEO'muz Burak. Havalı bir iş gibi ama farkında değil en çok o çalışcak. Mustafa, abi adam bizim tasarımcımız olacak animasyon okuyor şuan. Ama Mustafa'nın yeri çok ayrı. Ne istese yapar, yapabilecek konumda çünkü. En orijinal fikirler hep ondan çıkar. Aramızdaki en cool da o. Sen var ya, adamsın Mustafa.
Bu aralar büyük bir kemer sıkma politikası izliyorum. Aldığım her şeyin hayati öneme sahip olmasına dikkat ediyorum o kadar ciddiyim bu konuda. Yemek ve ulaşım dışında da harcamam olmuyor e haliyle. Tüm bunları Oculus Rift almak için yapıyorum. O ne mi? Bir çeşit sanal oyun aygıtı. Kafanın hareketlerini algılayıp oyuna iletebiliyor. Yani gerçekte sağ omzundan arkana baktığında oyundaki karakter de aynısını yapıyor. Büyükçe bir gözlük gibi. Bandana gibi kafana takıyorsun ekranlar gözlerinin önüne denk geliyor. Iki farklı ekrandan aynı şeyi görmek gerçek göz efekti veriyor. Yani benim için harika ötesi bir şey. Varımı yoğumu bu tür elektronik aletlere yatırıyorum zaten. Annem her zaman bana kızar bu konuda. Neden normal insanlar gibi olmuyorsun diyor. Arada küçük tartışmalar içine gireriz. Annemin benim karşımda hiç sansı yoktur laf yetiştirmede bir numarayım. Baya bi kapışırız sonra annem vazgeçer genelde.
*****************************************************************************
Merhaba günlük, bugün biraz fazla yorgunum sanırım ama rahatsız da değilim yorgun olmaktan. Tatlı bir yorgunluk benimkisi. Ne zaman O'nunla konuşsam böyle oluyor, her şey güzel gelmeye başlıyor bana. Her şey O'nunla güzel sanırım yani şey, O olunca biraz daha farklı bu dünya nedense. Fazla alıştım ona bugün onu farkettim mesela biraz önce telefonda konuşuyorduk, sesi bir anda kesildi, aklım çıktı, telaşlandım, o an aklımdan binbir türlü şey geçti ama sonradan aklıma geldi; bugün O da çok yorulmuş. Yine o ikisiyle takıldı bütün gün. Bir projeleri varmış ne olduğunu tam anlatmadı ama çok heyecanlıydı, iyi bir şey olmalı. Bana pek bahsetmiyor bu tür şeyleri. İlgilenmeyeceğimi düşünüyor herhalde. Aslında O'nun sevdiği şeylerin çoğunu ben de seviyorum bunları da sevebilirim, her ne ise bunlar. Ama anlatmıyor işte. Yarın anlatmasını isteyeceğim hepsini. Bazen beni deli ediyor, özellikle de telefonla konuşurken. Geçen gün de yine bu saatlerde (gece 1 civarı) konuşuyorduk yine aynı şey oldu. Bir insan telefonla konuşurken nasıl uyuyakalabilir ya? Ben burada benim anlattıklarımı dinliyor sanıyorum o karşıda uyuyor! Neyse en azından az da olsa konuşabiliyoruz. Zaten bu aralar pek buluşamıyoruz zaten. Hep o ikisiyle takılıyor kıskanıyorum. Geçen sene ikimiz de çalıştık, aynı şehirde aynı üniversiteyi kazandık. Son bir yılımız beraber geçti. Her şeye rağmen o ikisiyle benden fazla vakit geçiriyor. En kısa sürede bu konuyu konuşmamız lazım. Tamam onlarla takıl tabiki ama ben de buradayım yani. Tamaam sakiniimm... Ne yapayım çok seviyorum onu. Kızınca da fazla kızıyorum sanırım. Neyse günlük, bu akşam benden bu kadar. Çok fazla gereksiz konuşuyorum bu aralar. Yarın görüşmek üzere.
I'm in tears
YanıtlaSil