8 Ağustos 2018 Çarşamba

Kol Bozuk

Kasvetli bir şehrin çocuklarıyız biz!

Ara sıra kaldırımlara isyan eder,
Pişmanlık içerisinde yine orada biterdik.
İnce hastalığımız vardı bizim.
Her gün kaldırımlardaki taşları sayardık.
Bilirdik hiç eksilmezdi taşlar.
Ama korkardık büyükler onu da elimizden alırlar diye.
Evdeki ses önce koltuğa ardından parkeye, duvara ve dışarıdaki kaldırımlara çarparken,
Tekrar tekrar keçi boynuzlarımızı kaldırıma vururduk.
Mahallede koca koca kaldırımları ezerken,
Kulaklarda "istop!" Çınlarken,
"Topunuzu keserim, başka yerde oynayın!" Diyen amcalara , teyzelere inattık biz.
Sonra kaldırımları küçülttüler ardından sokaklar arabayla taştı.
Elbette biz de dolduk ve bardağa sığamaz olduk.
Sonra Bilge olduk birazda cahil.
Sokaklar hala aynı ama biz değil!
Kasvetli bir şehrin çocuklarıydık biz.
Hevesimiz geçince oynamayı bıraktık.
Tutuşturduk konsolu yabancıya,
"Al sen oyna!" Dedik.
Criminal vakaydık , çağın başarısız projesi.
"Kol bozuk dedik."
Çıktık o pembe dünyadan.
Kasvetli bir şehrin çocuklarıydık biz!
Gri hayatlara gebe olan.
Çok fazla şeye inanan.
İnandığını sanan.
Sanrılara tutunan.
Tuttuğunu kıran.
Kırdığını unutan.
Kasvetli bir şehriz biz!
Çocukluğunu pembe dünyada yitiren,
İzbe bir şehirin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder