30 Temmuz 2018 Pazartesi

Miras

"Seni anlıyorum. Tam o kararı verdiğin noktadayım. 

  Anneme ilk sorduğumda şüphelenmiştim. Sonra seni arkadaşına sorduğum zaman verdiği cevapla hakikat biraz daha gün yüzüne çıktı. Bugün, karımın hamile kaldığını söylediği gün, seni anladım. 

  Annem öldüğünden beri gelmiyorum yanına. Buraya gelmeyi hep anlamsız bulmuşumdur zaten. Çok küstah bulurum mezarlıkları. Rahatsız edici ayrıca. Hayat kanserinden kurtulduğun an dahi insanların seni rahat bırakmadıklarının anıtlaştırılmış halidir çünkü mezarlıklar. 

  Seni anladım diyordum en son. Karımın karşıma dikilip elime verdiği küçük zarftaki anlamsız karartıya bakınca anladım. Başımı kaldırıp benden olumlu bir reaksiyon bekleyen gözleri görünce anladım. Reaksiyonumun sahteliğinden dolayı kendi benliğimden dışlandığım anda anladım. Bana bıraktığın mirası elimde tuttuğumu anladım. 

  Annemin içine kendinden bir parçayı umursamaz bir şehvet ile bıraktığın an canlandı gözümde. Sen de farkında değildin annemin karnını lanetlenmiş mirasınla doldurduğunu. 

  Ki seni bilemem ama, ben uyardım biliyor musun. Beraberliğimizin ciddiyet kılıfına girdiği ilk an uyardım. "Çocuk istemiyorum" dedim anlayışına sığınarak. Neden diye sormadı, anladı. 

  Sen de bilmiyordun nasıl baba olunacağını. Çünkü sen de babanın lanetli mirasını taşımaya başladın, babanın öldüğü gün. Bilmediğini ne zaman anladın bilmiyorum. Belki kendinden bir parçayı kucağına aldığın ilk an, belki sonrasında. Ben daha gençken anladım bunu. Ama önemi yok ne zaman anladığının. 

  Çocuğunu bir baba ile büyütmeyi bilmediğini anladığın o an, babasızlıkla büyütmeye karar verdin ve öldürdün kendini. Annem bunu bilmiyor. Arkadaşların da. Bunu sadece sen ve ben biliyoruz. 

  Gidiyorum şimdi. Bir daha ne zaman gelirim bilmiyorum. Tanrı yanındaysa eğer selam söyleme. Sadece onu sevmediğimi söyle. Çünkü o annemi üzdü."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder