18 Ekim 2017 Çarşamba

Hiç Uğruna

''Hiç'' derken, dışı dolu ama içi boş bir hiçten bahsediyorum. 
Dışı dolu her şeyin, her şey o kadar çok dolu görünüyor ki... büyüsüne kapılmamak elde değil. Biz sanıyoruz ki o dolu görünen her şey doğaüstü... ulaşılmaz, erişilmez. 
Doluluğun etkisi altına girmek istiyoruz. 
Bazen yaklaşıyoruz, hah diyoruz yaklaşıyorum. Halbuki etkisi altına aldıkça yaklaştıkça yanıyoruz... O doluluk, boşalıyor. Hiçleşiyor. 
Yaklaşıp etkisinden çıkamadıkça kavruluyoruz. 
Yanan ateşin sıcaklığıyla rahatlıyor hissediyoruz başta fakat yaklaştıkça ve etkisinden kurtulamadıkça kavruluyoruz, acı vermeye başlıyor. 
Çok geç... 
Hiçmiş. Yanıyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder