1 Nisan 2017 Cumartesi

"ABİ" HİÇ KAPANMAYACAK YARALARIM

İlk defa kardeştik saat 04.00 sularında. El ele verip koştuk Karanfil sokaklarında. Alkoldü şisede durduğu gibi durmayan. Onlar unuttular koştuğumuz boş sokakları bense inadına hatırladım. Başkalarının yüklerini amele gibi taşıdım .
Yüksünmem yine gelseniz yine taşırım. İnsanların abileriyle bir ton anısı var. Benim tek anı var o da alkollü zamanlarına denk gelmiş. Hayatın istasyonunda demiri paslanmış raylarda buldum kendimi sabahın 04.45'inde. Büyük olanımız haykırdı serseri kaldırımlara, köpeklere ve geçmekte olan insanlara. "Her çocuk babasının kaderini yaşar!" Kelimeler inat etti çıkmadı kursağımdan. Şayet çıksaydı çok kızardım ona. Onlar güldüler ben ağladım. Ağladım ama çok mutluydum be! Oracıkta ölsem gocunmazdım Azraile. Neden hatırlamadılar Allahım o geceyi ?
Susmazdım ben ya hiç!
Onlarla bir fotoğrafım dahi yok doğru düzgün.
Öfkem ve kinim rehin aldı bedenimi, neden hala bu kadar bağlıyım ikisine de. Neden hala onlara karşı beslediğim ufak bir duygu kırıntısı var ?
Oysa ki tek bağımız, damarlarımızda akan kandı. Aramızdaki mesafe o kadar uzak ki, katetsem dağları, yolları, akarsuları da gelsem ya yanınıza. Sarılsam, kafamı koysam ya göğsünüze. Hiç olmadığı gibi. Dönsek ya 2016'nın ilk saniyelerine. 04.00'da tekrar koşsak birlikte.
 Sonra durduk ayak üstü bir seyyar satıcının önünde. Hava soğuktu. Ellerim üşüyordu. Büyük olan tuttu ellerimi nefesiyle ısıtmaya başladı. Ortanca öyle durup orada elleriyle emeği tutuyordu. Oturduk dünya kadar küçük olan taburelere. Tek tek açtım ayranları. Kıskıvrak yakalamışlardı beni; onlara olan şevkatimi. Hızlıca yedik, para üstünü bıraktık hayata,"Üstü kalsın." dedik. O kadar da zengin değildik ama onların gönülleri yeterdi.
Bir kaç adım daha attık şu haytta. Geçtik dertli yollardan. Sağıma soluma baktım, acaba bu mutlu günüme tanıklık eden var mı diye ? Sanırım sadece seyyar satıcıydı. Bindik bir taksiye, Ankara'nın en karanlık sokağının adını verdik hep bir ağızdan. Kahkahalarımız sığmıyordu taksiye. Belki de hayata sığmıyordu.
Başımı yasladım büyüğe. Alkol kokusundan midem bulanmıştı, lakin bu bir sevgi gösterisiydi. Aramızda kalsın ama büyüğümüz pek bir şovmendi.
Gece, kustu büyüğümüzü bir sokakta. Önde ortanca , arkada ben başladık hayatın dönemeci bol yollarına. Ne gittiğimiz yollar yoldu ne de hayatlarımız bir halttı. Başıma kakılan 20 yılın bedelini öde öde bitiremedim, icracılar kapıma dayandı.
Ne halim var hayata,
ne de mecalim var yaşamaya.
Abi demek kolay değil. Eğer hakkını vererek diyemiyorsan demeyeceksin!
"ABİ" HİÇ KAPANMAYACAK YARALARIM.

2 yorum: