10 Ağustos 2016 Çarşamba

Hüzündür İnsana En Çok Yakışan

Hayatımı basitleştirmek istiyorum. Kafamdaki karmaşada boğulup ruh sağlığımı yitirmeden evvel...
Benden ne istediğini bilmek, korkuyorum ya, yine de istiyorum.
Bir mağara istiyorum, taşsız, çakılsız, sözsüz. Seninle susmak istiyorum. Gözlerini çok seviyorum. Bunlar her şeye bedel.
Karanlıkta huzurla uyumak istiyorum, ama öğlen değil. Sakin, bir baykuş sesi ile süslü bir sonbahar akşamında, battaniyenin altında ısınmak, yalnız seni düşünerek gözlerimi kapamak istiyorum. Koynunda uyanmak. Gözlerinde uyanmak, sevilmek. Ne güzel bir rüya! Bir rüya görsem, seninle bir ömür geçirsek...

Sezen'le ayrıldık. Figüran'dan istifa ettim. Yarın Salih'e imtiyazı devredeceğim. Belgin Abla'nın aldırdığı onca edebiyat kitabını bir kenara bıraktım. Bana felsefeyi yasaklamıştı. Dayanamadım. Wittgenstein. Tractatus Logico-Philosophicus. Kendimi iyi hissetmiyorum. İki hafta önce hastanelik oldum, serumla ayağa kalktım. İyi oldum dedim. İyi değilim. Ara bir yine başım ağrıyor, halsizlik oluyor. Ayna dinliyorum yıllar sonra. Evdeyim genelde. Özlüyorum. Gündemdeki olaylar canımı sıkıyor. Arkadaşlarımın aileleri dağılıyor. Neredeyse tüm lise arkadaşlarım/öğretmenlerim sıkıntılı zamanlar yaşıyor. Bıkmaya başladım anlaşılamamazlıklardan. Kimse kimseyi duymuyor. Ben seni duyuyor muyum? Ölüm daha ne kadar uzak? Acılı bir ölümden korkuyorum. Ne zaman kötü bir şeyler aklıma gelse Ali Dede aklıma geliyor. Sanki ondan kurtarılma dileniyorum o zamanlarda. Kaç kişiyle yaşıyorum. Bir kişiyle daha nasıl yaşayabilirdim?



4 yorum:

  1. Sen de herkes kadar boksun ve her insan gibi yok olmayı hakediyorsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki o boktur ama argümana katılmıyorum; ne herkesin bok olduğuna ne de insanların ölümü 'hakettikleri'ne

      Sil
  2. Kaç kişi ile yaşıyorum bu içimde kaç kişi konuşuyor?

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil