İNSANA İNSAN GİBİ
DAVRANMAK
Geçen gün okuldan eve dönerken otobüste arkamda haddinden
yüksek sesle konuşan iki kadına istemeyerek de olsa kulak misafiri oldum.
Yüzlerini hatırlayamama rağmen söyledikleri halen kulağımda. Yaşça küçük
olduğunu tahmin ettiğim diğerine galiba iş yerinde başından geçen bir olayı
anlatıyordu. Muhabbetlerine kısa bir süre suskunluk hakim olduktan sonra
konuşmaya devam ettiler. Yaşça büyük olan küçüğüne;
- - Kızım! Kızım, bu ülkede
insana insan gibi davranmak diye biye bir şey kalmamış.
- - Çok doğru söylüyorsun
teyze.
- - Bak mesela senin yaşadığın
olay buna en sıcak örnek.
O an kadının yaşadığı olayı merak etmekten çok yaşça
büyük olanın kullandığı söz öbeğine takılıp kalmıştım. O an istemsiz olarak
kadının söylediklerini, şaşırmış bir yüz ifadesiyle içimden tekrarlamıştım.
‘İnsana insan gibi davranmak’. Bu cümle benim çok garibime gitmiş ve daha önce
hiç tatmadığım bir yemeği ilk denememde bende oluşturduğu karın ağrısı gibi o
söz öbeği de içime oturmuş bende bir karın ağrısı başlatmıştı. Artık arkamdaki
kadınların ne konuştuklarını duymuyordum bile. Beynim otobüsten inene kadar yol
boyunca o söz öbeğini düşünüyordu. O söz öbeğini, o cümleyi irdelemek ile
meşgul oluyordu.
Cümleye
ögelerine göre baktığımda içinde bir eylem, eylemin yapılış şekli ve kime
yapıldığı mevcut. Peki, eylemi yapan kimdi? İnsan mı? Bence bu cümlenin öznesi
insan olamaz çünkü eylemin yapılış şekli ifade edilirken ‘insan gibi’
benzetmesi kullanılmış. İnsanlarda var olan bir özelliği başka bir canlıya veya
cansıza kişileştirmiş. Kişileştirme yapılırken benzetilen ile benzeyenin aynı
olması bana göre çok anlamsız bir durum. Mesela ‘şu kuşa bak ne güzel kuş gibi
ötüyor’ şeklinde bir cümle hiç kullanmamış ve duymamışızdır. İşte bu yüzden
özne insan olamaz. Ama bu cümlenin kullanılış amacındaki öznesinin insan
olduğundan da adım kadar emindim. İrdelemeye devam ettim. Şimdi sıra eylem kısmındaydı.
Bu cümledeki eylem davranmak fiili. Anlamı, bir kimseye veya bir şeye karşı
belli bir tavır takınmak. Bu cümlede eylemin yapıldığı özne ise bir insan, yani
insana davranmak. Bir başka deyişle bir insana tavır takınmak.
Yukarıda
incelediğim kişileştirme kısmını da ekleyip cümleyi tamamlayınca anlamı insana
insanlara yaraşır bir tavır takınmak oluyor. Ben buradaki özneye bir türlü
insanı oturtamıyorum. Eleştirmek haddim değil ama ben bu durumdan büyük
rahatsızlık duyuyorum. Ama bu cümle benim duyduğum bu rahatsızlık yüzünden
düzelecek gibi değil. Çünkü bu cümlenin kullanımı da tıpkı estağfurullah kelimesi gibi yanlış bir kullanımın içinde doğru anlaşılan bir cümle olarak
halka mal olmuş vaziyette. Yani fazla irdelememek lazım. Sonra arkamdan bana da
‘bu adam, bu cümleye hiç insan gibi davranmamış’ derler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder