14 Nisan 2016 Perşembe

Aklımı Gıdıklayan Düşünceler

İNSANA İNSAN GİBİ DAVRANMAK

Geçen gün okuldan eve dönerken otobüste arkamda haddinden yüksek sesle konuşan iki kadına istemeyerek de olsa kulak misafiri oldum. Yüzlerini hatırlayamama rağmen söyledikleri halen kulağımda. Yaşça küçük olduğunu tahmin ettiğim diğerine galiba iş yerinde başından geçen bir olayı anlatıyordu. Muhabbetlerine kısa bir süre suskunluk hakim olduktan sonra konuşmaya devam ettiler. Yaşça büyük olan küçüğüne;


-                      -   Kızım! Kızım, bu ülkede insana insan gibi davranmak diye biye bir şey kalmamış.
-                      -   Çok doğru söylüyorsun teyze.
-                      -   Bak mesela senin yaşadığın olay buna en sıcak örnek.

O an kadının yaşadığı olayı merak etmekten çok yaşça büyük olanın kullandığı söz öbeğine takılıp kalmıştım. O an istemsiz olarak kadının söylediklerini, şaşırmış bir yüz ifadesiyle içimden tekrarlamıştım. ‘İnsana insan gibi davranmak’. Bu cümle benim çok garibime gitmiş ve daha önce hiç tatmadığım bir yemeği ilk denememde bende oluşturduğu karın ağrısı gibi o söz öbeği de içime oturmuş bende bir karın ağrısı başlatmıştı. Artık arkamdaki kadınların ne konuştuklarını duymuyordum bile. Beynim otobüsten inene kadar yol boyunca o söz öbeğini düşünüyordu. O söz öbeğini, o cümleyi irdelemek ile meşgul oluyordu.

Cümleye ögelerine göre baktığımda içinde bir eylem, eylemin yapılış şekli ve kime yapıldığı mevcut. Peki, eylemi yapan kimdi? İnsan mı? Bence bu cümlenin öznesi insan olamaz çünkü eylemin yapılış şekli ifade edilirken ‘insan gibi’ benzetmesi kullanılmış. İnsanlarda var olan bir özelliği başka bir canlıya veya cansıza kişileştirmiş. Kişileştirme yapılırken benzetilen ile benzeyenin aynı olması bana göre çok anlamsız bir durum. Mesela ‘şu kuşa bak ne güzel kuş gibi ötüyor’ şeklinde bir cümle hiç kullanmamış ve duymamışızdır. İşte bu yüzden özne insan olamaz. Ama bu cümlenin kullanılış amacındaki öznesinin insan olduğundan da adım kadar emindim. İrdelemeye devam ettim. Şimdi sıra eylem kısmındaydı. Bu cümledeki eylem davranmak fiili. Anlamı, bir kimseye veya bir şeye karşı belli bir tavır takınmak. Bu cümlede eylemin yapıldığı özne ise bir insan, yani insana davranmak. Bir başka deyişle bir insana tavır takınmak. 

Yukarıda incelediğim kişileştirme kısmını da ekleyip cümleyi tamamlayınca anlamı insana insanlara yaraşır bir tavır takınmak oluyor. Ben buradaki özneye bir türlü insanı oturtamıyorum. Eleştirmek haddim değil ama ben bu durumdan büyük rahatsızlık duyuyorum. Ama bu cümle benim duyduğum bu rahatsızlık yüzünden düzelecek gibi değil. Çünkü bu cümlenin kullanımı da tıpkı estağfurullah kelimesi gibi yanlış bir kullanımın içinde doğru anlaşılan bir cümle olarak halka mal olmuş vaziyette. Yani fazla irdelememek lazım. Sonra arkamdan bana da ‘bu adam, bu cümleye hiç insan gibi davranmamış’ derler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder