Hala yazamıyorum. Eski kırmızı arabayla ardı ardına geçiyorum evinin
önünden. Odanın ışığı aydınlatıyor sanki sessiz sokağı.
Bir an perden
kıpırdanıyor nefesim kesiliyor. Özür dilerim sokağına bir paketten fazla
sigara izmariti attım. Belki L&M içen yoktur. Sabah görürsen gece
geldiğimi anlarsın. Belki de ayaklarına bakmayacak kadar mutlusundur.
Mesela benim ayakkabılarım hep tertemiz. Çünkü kafamı kaldırmaya
korkuyorum. Bu dünya bana daha neler gösterecek bilmiyorum. Kafamı
kaldırırsam başkasının sigarasını yaktığını görürüm, belki de bir
başkasının burnunu ısırırken. Bak, bunları yazarken bile çaresizlikten
sinirlendim. Sabahları yine bakkalın olduğu köşeden mi çıkıyorsun yoksa
seni her zaman beklediğim göz hastanesinin oradan mı? Önemli bir şey
yok. Sadece merak ettim. Belki hastaneyi görünce beni hatırlarsın diye.
Mesela ben gözlüklerim olduğunu hatırladığım her an o toz pembe penyen
geliyor aklıma. Ondan güzel temizleyen olmadı şu camları. Senden daha
güzel öpen olmadı şu dudakları. Gerçi senden sonra birini öptüm mü
hatırlamıyorum bile. Sahi ben ne kadardır yalnızım. Sen beni bırakıp
gittiğinden beri mi? Yoksa sen başkasına ait olduğundan beri mi? Bu
soruya bir cevap bulamıyorum. Başkasıyla olmadığın her an beni sevdiğini
düşünürdüm hala. Bak, o günü de unutmuyorum.
-Ooo Ballı kardeşim hoşgeldin. Yoksun 5-6 aydır.
-Okul iş güç filan memlekete düşemiyoruz be abi.
-Olsun gel geç soba yanıyor.
-Eee anlat bakalım.
-Ne anlatayım abi. Sen anlat. Hayatımı bırakıp gittim. Yaşamıyorum orada. Sigarayı 3 pakete. Birayı 5 e çıkardım.
-Harap etme be oğlum kendini. Ben de geçen hafta öğrendim. Dün de buraya
geldi. Almadım kafeye. Bizim çocukları zor tuttum. Saldırıyorlardı
elemana.
-Ne duydun abi? Kim geldi? Hangi eleman?
-Lan allah kahretsin. Bilmiyor muydun? Senin minik yok mu, sevgilisi varmış.
-Kalk abi kalk. Kapatalım kafeyi.
-Nereye?
-Dostlar'a gidelim abi. Lütfen.
-Tamam ama bi 100'lük sadece.
-Hadi abi hadi. Sobaya kafa atmadan çıkalım şuradan.
Unutmam mesela o akşamı. Bi 100'lük altışar bira. Bi ufak. Dörder bira.
Sabah durakta uyandım. Okula gitmek için dolmuşa bindiğin yer. Hani tam
yedi ay seni bir dakikalık bile olsa görebilmek için her sabah
beklediğim yer. Hani sana ilk merhaba dediğim yer. Benden önce ilk defa
bir çocuğu öptüğünü gördüğüm yer. Bırakıp gittikten sonra üç ay elimde
bira ile sabahladığım. Izmaritle adını yazdığım yer. Uyandığımda rüya
sanmıştım ama değildi. Oradaydım. Doğrulup arkama yaslandım. Gözlerimi
ovuşturtum acıyana kadar. Toz içindeki gözlüğümü taktım. Sen. Ve “O”.
Görme mesafemden çıkana kadar izledim.
Mutlusun.
Kalktım. Ters yöne.
Terminale doğru ilerledim.
Hayatımı yine memlekette ama bu sefer başkasının ellerine bıraktım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder