4 Aralık 2015 Cuma

Alkışlarla Yaşıyoruz



Hiç bi takım otoritelerin olumlu/olumsuz eleştirilerini göz önüne almaksızın yaptığın bir şey oldu mu? Ya da düşündün mü takdirsiz bir dünya nasıl olurdu diye?
  Aynaya baktığında gördüğün kişi sen misin? Gerçekten sen misin o şapkayı takan, o hasthtaglerle fotoğrafı paylaşan? Gerçekten sen misin olaylara tepkisini profil fotoğrafıyla koyan? Dışarıda kalma korkusu mu sana bunları yaptıran? Yoksa tek sebebi dikkat çekmeye mi çalışman?
  Like'lar, fav'lar, takipçiler, beğeniler... Her yerdeler. Gezdiğin yerlerden, yediğin yemeğe, oturduğun mekandan, giydiğin kıyafetten, dinlediğin şarkıya... Bi hastalık gibi...
  Facebook'da durum paylaşımları, instagram'da fotoğraf paylaşımları, twitterda twit, swarmapp'de mekan paylaşımları. Paylaşımlar, paylaşımlar, paylaşımlar, paylaşımlar... Hiç sadece kendinle paylaştın mı bi an'ı. Bi şarkıyı herhangi bi oluşum içerisinde bulunma kaygısı gütmeksizin dinledin mi? Ne biliyim bi mekan'ı ve ya tad'ı sadece kendine saklamak istedin mi hiç?
  Alkışlar, alkışlar, alkışlar, alkışlar... O kadar muhtacız ki alkışlara, o kadar bağımlısıyız ki alkışların... Onlarsız hiç bir anın tadını çıkartamıyoruz. Ne bi yemeğin, ne bi kıyafetin, ne bi müziğin... hiç bir şeyin.
  Şimdi tekrar düşün:
Hiç bi takım otoritelerin olumlu/olumsuz eleştirilerini göz önüne almaksızın yaptığın bir şey oldu mu? Ya da düşündün mü takdirsiz bir dünya nasıl olurdu diye?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder