16 Aralık 2015 Çarşamba

21 Mart -Gelecek Tüm Baharlarıma- (1)

''Sana baharı ve kitapları sevdiğimi anlatmaya çalışıyorum. Sana olan kelimelerimi gelecek baharlarıma armağan ederek.''



 Yaşadığım onlarca şeyden sonra bile her yıl 21 Mart'ta yani ilkbaharın habercisi olan o günde hayata ilk günkü gibi umutla bakabilen, hiçbir zaman ümidimi gelecek baharlarımdan kesmeyecek bir kadınım.

--

Ben ona beni unutmaması için bu yazdıklarımı sunmuştum. Tabi o bilmeden. Belki de hiç okumayacak olduğunu bilerek. Hem benim hayallerimde sevdiğim adam okuyordu. Hem de daha yazdığım o anda. O okusa da olurdu okumasa da. Okusa belki iyi olabilirdi. Böylece nasıl sevildiğini anlayabilmesi gibi bir ihtimal çıkabilirdi ortaya. O bilmese de istemese de ne kadar sevildiğini  anlamasa da, beni sevmese de ben onu sevmiştim. Hem de çok fazla. Ben aşkı onda tatmıştım. Belki onun haberi yoktu ama ben ondan sonra hayatıma giren her yüzde onun yüzünü aramıştım. Ondan sonra baktığım her gözde onun bakışlarını aramıştım. Ondan sonra hayatıma giren herkesi onunla karşılaştırmıştım. Hem de istemeden. Aşktı bu. Tabiki bilmezdi. O hiç gitmeyeceğim dedikten sadece 15 gün sonra gidebilen bir adamdı. Ben kimmiydim? Ben daha gitme demeye fırsat bulamadan giden o adamın gidişini yıllarca izleyendim. Yıllarca onun gelmesini bekleyen o umutsuz kadındım ben.
 Bilmem hiç bir insan hayatınızın merkezi oldu mu? O  huzuru hiç hissettiniz mi? Ben bir insanın bir anda hayatımın tümü olmasına çok çabuk alışmıştım. O kadar doluydu ki onunla geçirdiğim günler onunla geçirdiğim  ay bile olmayı becerememiş o dopdolu günler.O kadar kısacık zamana yılların büyütebileceği bir sevgiyi nasıl sığdırabilmiştim ben sahi? Sanki bir ömür geçirmiştim onunla bir ömür sevmiştim onu yetmemişti de yeni bir tane istiyor gibiydim.Zaman çok mu çabuk geçmişti? Yoksa bana mı öyle gelmişti? Çok çabuk geçmiş olmalıydı çünkü burdan bakınca çok kısa duruyordu. Belki de onlarca şey sığdırmaya yetecek upuzun bir zaman sadece bana kısa geliyordu. Onunla ayrıldığımız, her şeyin bittiği aklıma geldikçe daha da ağlamaya başlıyordum. Hıçkıra hıçkıra. Sahi nasıl durduruluyordu bu hıçkırıklar?Kendime gelmem çok günümü almadı diyerek yazmaya devam etmeyi çok isterdim. Ama hiçte kısa sürmedi kendime gelmem. Belki şu anda bile kendime gelememişimdir. Kendimi unutmuştum çünkü ben. Sadece onunla bütünleşmiştim artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder