3 Ağustos 2015 Pazartesi

Fısıldayan Gözyaşları

Ay Parçası diyordu babası ona
Bu yüzden hiç kendi ismini kullanmazdı
Kullanmasına izin veren nadir insan vardı etrafında
Okul müdürü
İngilizce öğretmeni belki de..
Ne düşüneni vardı, ne de düşündüreni
İnsanlar tarafından her daim dışlanandı Ay Parçası
Herkes 2,4,6,8di
Ay Parçasıysa 1,3,5,7,9
Herkes çift
O tek..
Sesini çıkartmadı
Bağırmadı
Mutluydu çünkü
tek yaşamaya,
tek uğraşmaya
ve tek koşmaya..

Ay Parçası yengeç burcuydu
Duygusal olmasına rağmen ağlayamazdı
Neden mi?
Çünkü ne zaman ağlanılcak bir ortam olsa ağlamaz
gülümser ve orayı terkederdi
Hep yalnız ağlamak tercihiydi
Fakat günlerden bir gün
ağlamak için odasının kapısını sertçe kapattığında 
ağlamak yerine içinden gülmek geldiğini farketti
O an anlamıştı ağlamak kavramının ondan uzaklaştığını
Şimdi ise Ay Parçası 
ağlamak yerine
gülmeyi tercih etmişti. 
İçten değildi belki de 
lakin bir ağlamak değildi, öyle değil mi?

Bir gün cenazeye gitti Ay Parçası
daha doğrusu cenaze evine 
Karşısında ağlayan annesini görünce duygusallaştı
gözleri doldu
fazlasıyla doldu
gözyaşları yanaklarından süzülmeye başlamasıyla
kahkahaklara boğulması bir oldu
Ağzını kapattı 
her zaman ki gibi yavaş adımlarla çıkacaktı 
daha doğrusu öyle planlamıştı..
Bu sefer koşmak ilk tercihinden oldu
Çıktı dışarıya
Kapıyı sertçe kapattı 
Gözyaşlarını tutamadığı gibi
kahkahasını da tutamadı..
Konuşmaya ihtiyacı vardı
Onu dinleyen birine ihtiyacı vardı
Kimse yoktu 
ama olsundu
Bununda üstesinden gelebileceğini düşündü
ancak yalnızca düşündü
Haftalar geçti
Ay Parçası odasında ve yine gülüyordu
Fısıldıyordu kendiyle 
Annesi yan odadan yine kızıyordu ne yazık ki
"Kiminle fısır fısır konuşuyorsun?!"
Alışıktı bu soruya her zaman aynı cevabı veriyordu
"Arkadaşın kardeşi uyuyormuş sessiz oluyorum bende"
Bir gün,
fazlasıyla yağmurlu bir gün de,
kuşların saklandığı,
kelebeklerin sineklerin uçmadığı bir günde,
karabulutların etrafını sardığı bir günde,
Ay Parçası derin bir nefes aldı korkakçasına
gülmemek için tuttu kendini
gözyaşları dökülmeye başladı gözlerinden
kalbindeki acı gıdıklamayı bırakmıştı artık
giden gitmişti ve..
ve..
ağlıyordu
fısıldıyordu kendine,
"başardın" diye 
Annesi yine sormuştu klasik sorusunu
Bu sefer yanılmadı kendinden
emindi
hem kendinden
hem ağladığından
"Kendimle konuşuyorum"
"Anne ben kendimle konuşuyorum"
Fakat ne yazıktır ki sesini en yakınında ki toz tanecikleri dışında kimse duymamıştı
ama olsundu.
Mutluydu, 
bu sefer gerçekten mutlu.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder