17 Temmuz 2015 Cuma

hayal mahsülü halüsinasyon

dört yanım dört duvarlarla çevirili, başka evler bu gecekondumun etrafını çevirdi bur da ölen, ölümsüzleşecek. gözlerimi agırtıyor artık karanlık,
ölüm salgını bulaşıyor herkese. bugün cuma, akşam olmasını iple çekiyordum çünkü bugün günlerden cuma, çalışıyordum yarinde çalışacaktım ama bugün hemen akşam olmasını istiyordum, canım ile buluşacaktım okuldan dönüşte, eve gelmem o gün her zamankinden daha hızlıydı, bu yüzden mi kaybettim agbi ? saçmalama aslan, saçmaladım agbi, evin her yerinde hatıralar birbirini sıkıştırıyordu ben bu evde hatıralar içinde sıkışıyordum, ona da yer vardı kalmak istemedi, bugun günlerden cuma yeniden gelip kalmak isterse, biz bur da çokça sıkışıgız, değil mi agbi, tabii, camı pencereyi aç aslan oksijen kalmamış bur da, nefes aldığımızı nerden çıkardın agbi, belgin ablaya bakma astım o o yüzden öksürüyor, rutubet kokusuna dayanamamış olmalı biz çıkalım dışarıya kapının önüne.
belgin abla - aslan kıyafetlerini yıka, bu bulaşıklar ne Allah aşkına.
agbi - pislik içinde yaşıyor.
( bağırır ) yaşamıyorum
belgin abla - bu kadar örümcek ağı başka hiç bir yerde yoktur.
(garip bir gülümsemeyle) bu kadar karanlıkta, karanlıkta bile
belgin abla- şu evi temizlemelisin artık, ben gelip temizliyeyim sen önemli şeylerini kaldır, bu kadar kitap niye okulu sevmezsin ki sen.
okulu sevmiyor olabilir ama kitaplar alışkanlıklarımın en iyisi sağlıksız bir yaşam için hiç bir zaman doktorumu dinlemedim, üstü tozlaşmış kitaplarımı silme okuyup okumadığımı bu şekilde anlıyordum, dokunma belgin abla hiç bir şeye Allah kahretsin karanlık manzarama artık cuma günleri güneş doğmuyordu, agbi hep bekliyorduk pazar günlerini de, izinli olduğum tek gün o gün, cuma ve pazar günlerine hevaya var. karanlığımda hiç bir yama yok, manzaram da ki durgunluk dünyayı döndürmüyor, denizlerde dalgalanma yok, bir yaprak kıpırdamıyor rüzgarda, estigide yok zamanla, zaman bile geçmiyor artık karanlıkta, eskiyorum zamanla, eski rüzgar yok hayatımda, ben hala eski bir zaman da mıyım ne bu zamanla kavgam agbi. eskiyen zamandasın aslan, durgunluktan dönemiyorum ki şimdiki zamana, kitlendim canım hala aklım son yemekte agbi, benim derdim bir derdin üstesinden gelirmi agbi? < nasıl çark bu olum sürekli çakışıyor sana > (tek bir kaşını kaldırıp hep geldiği yola doğru bakar) bu onun en çok sevdiği bakıştı dayanamayıp öperdi, kaybolmuş parçaların parçalandığı bir yerdeyiz, görmemişti kolumda paçavradan bezleri, kanımı durdurması için agbim sarmıştı, Allah cezanı versin aslan, versin mi agbi ? versin, gerçek bir agbim olmasa da anladım ki babam kadar seviyordu beni agbim, belgin abla homurdanarak artık çıkalım dışarıya öldürcen beni aslan - dedi dışarıdaydık zaten belgin ablayı evde unutmuştuk, öldürecek bizi aslan, yaşıyor muyduk ki agbi, dizlerimde galaksiler oluşmaya başladı, anlatsam en basit sözlerle özlemimi, sevgiyi tanımlayamasam da, üstümüze çekilen karabulutlar gölgen gibiydi, eve geri dönsek mi aslan yağmur başlayacak, (yorgun bir sesle) siz dönün agbi ben biraz daha oturacağım, agbi-(dağınık saçlarını okşayıp belgine göz kırpıp beraber kalkıp evine gider).gecekonduda yalnız kaldım değil mi agbi, evet, yoksa sadece yalnızlık mı kaldı agbi? ah be agbi sende olmasan ben ne yapacam? şimdi soruyorum da kendime şu gözlerimi görüp gördüğümü nasıl söyleyebiliyor? sonlara doğru iyice uzaklaşıyorum kendimden, bu ben değilim, buna kendimi inandırmak istedim hep, bu ben değildim,ben hiç kimseyim,( sen aslan'sın) hayır, içindeki çocuğu büyümeden öldüren hiç kimsesin. artık yaklaşıyorum, bir adım kaldı, bir adım daha, yaşlanıyorum küçülerek, bir adım sonra uçurumdan aşağıya itecek birini bulmam gerek, o kadar yolu geri dönemem agbi, agbi ? cevap ver agbi düşdüm de hala yere çakılmadım mı yoksa? hala havada mıyım hücrelerimi hissetmiyorum her bir hücrem mutsuzlukla dolup taştı doymak bilmiyor bu içimdeki canavar, yere düşerken hiç gözümü kırpmıyorum, düşüyor muydum ben ? agbi düşlerim darağacın da, düşlüyor muyum ki onu düşlerim de daragacın da? hiç gitmedim demi agbi şu yolculukta hala evin önünde oturuyoruz, düşmedim de, belgin abla evde bizi arıyor demi? sinirli bir şekilde hemde aslan.  bugün günlerde cuma akşama az kaldı, saatler gelip geçti aynı zamandayım ilerleme yok, yolladığın kutunun içindeki küçük zarflardayım. bir zaman yok, gel bir zaman daha yokuz, yok gelme zamanla anlaşamadım sürekli beni geriye atıyor, bu son zaman. bir zaman sonra ağlar mıyız alışan gözler zamanla bunu da unutur muyuz, bir zaman sonra güler miyiz alışmayan yüzümde garipsenir





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder