13 Mayıs 2015 Çarşamba

ilk cemre ve toprak 4

-Neden ilk cemre? Neden? 
-Neden toprak? Neden?

Anlam veremiyorduk, birbirimize, kendimize, kendilerimize, bize, aramızdaki şeye. Neydi derdimiz?
Ne istiyorduk birbirimizden? Aşkı nasıl anlamıştık ikimiz de? Farklı olduğumuz kesindi. Evet, ilk cemre toprağa düşmüştü ama hangi toprağa? Ya da yazın gelmesi hikayesi tamamen bir uydurma mıydı? Bizi aşka inandırarak ne fayda sağlayacaktı ki şair? Ya da yazıp yazmamak elinde değil miydi sahiden? Neden dedikten sonra susmak düşmüştü bizlere, birer soruyu yutup. Ya da kusmak bu zamana kadar sustuklarımızı.

-Aşk öyle kusursuz bir şey değil, aşkı kusursuz yapan aşıktır.
-Aşık da kusursuz değil ki!
-Öyleyse maşuk diyorum işte, kusursuz olmalı.
-Öyle bir aşk ki o...
-Anlatma , boşver.
-Sen anlat, sen daha iyi bilirsin. 
-Neyse boşver.

Ne zaman boşver desen
Git diye algılıyorum 
Çünkü seni boşveremem ben
Zihnim boş olsa bile bazen
Seni bi yerlere koyuyorum 
Gitme, yalvarırım 
Gitme, can sağlığım 
Sensiz belli değil varlığım 

-Hı hı evet bence de.

Gülmeye başladım, nedenini bilmeden. Saygısızca. Saygısızlığımın farkına varıp biraz da utanarak. Yüzüm kızarmıştı. Güç bela kendimi tutup gözlerine baktım. Şaşırmıştı. Gözlerine bakınca o da gülmeye başladı. Onu ilk kez kahkaha atarken görüyordum. Bu masum yüzün altında böyle zevkle atılan bir kahkaha olduğunu bilmiyordum doğrusu. Hoşuma gitmemiş değildi ama. 

-Hep gülsen ne olurdu sanki? Ne vardı bu kadar üzülecek? Şair olacak ne vardı aşkta? İlla şair olcaksan ölüme de şiir yazılmaz mı? Bi şehre, bi denize, bi dosta....? Beni şiirlerine alet edecek ne vardı sanki? Ben şair olmanı istemedim ki. Kadın gibi sev beni, şair gibi değil. Şairler esir eder, sen özgür bırak. Şairler tasvir eder, sen kılığıma bakma. Şairler anlatır, sen anlatma, aramızda kalsın. Şairler melankoliktir, boşver biz gülelim. Şairler... 
-Şiirlerimi beğenmiyorsan "Kızım sen bu işi beceremiyon ya." demen yeterli, uzatmana gerek yok. 
-Şairler uzatır, sen yorma. 
-Şairlerin Allah belasını vermiş zaten. 
-Aşk bela mı sence? 

Kaydı bakışlar. İstediği cevabı vermemi bekledi. Ama unutmuştu, şairler şaşırtırdı da:

-Aşk öyle kusursuz bir şey değil, aşkı kusursuz yapan aşıktır.
-Ama senin kusursuz olman önemli değil benim için.
-Güzel, zira aşık da değilim zaten! 

Güldü. Ondan sonra hep güldük. Aşkı karıştırmadan. Bölünmeden. Kalp kırmadan. Kırılmadan. Hep güldük. Gülmek ona yakışıyordu. Benimse nasıl göründügüm umrumda değildi. Herkes her şeyi kalbine gömdü; sonra da mezarların başına oturduk, sakin kahkahalarla doya doya güldük. Duygularımız bizde, biz duygularımızda ölene kadar... Çünkü canlıyı gömerseniz çok yaşamazdı. Önce kim ölecek diye bekledik.........

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder