4 Nisan 2015 Cumartesi

Sensiz Bir Gün Daha

Adetim değildir sabahları kaleme dokunmak. İlk defa cümlelerime eşlik eden baykuşlar değil de neşeyle uçan kırlangıçlar.

Aslında biraz düşündüm ve farkettim ki tüm gece seni düşündüğüm için bir şey yazamamıştım. En sevdiğin sigarayı içiyorum sanki sen sevdiğim sigaraymış gibi.
Ben istiyorum ki şu dünyadaki tek ihtiyacın olayım. Suyun, sigaran, çorban, nefesin olayım istiyorum. Başın sıkıştığında yaslanacağın omuz ve yaşlanacağın adam olmak istiyorum. İşte tam bu saatlerde -altı onbir- sahile yürüyüşe çıktığımda yanımda sen ol istiyorum. Sanırım otuz beş yıla ihtiyacımız var uzun eşofmanlarla sahilde yürümek için. Karadeniz’de de Akdeniz’de de seni bulmak istiyorum. Bir sigara daha yakında kırlangıçlar çoğaldı. Saymaya çalıştım. On beş, yirmi sekiz, otuz iki. Olamaz, yeşil minarenin arkasından daha onlarca geliyor. Yarını olmayan günlerde yaşamaktan yoruldum artık. Balkonları turuncu, dışı pembe olan ve dumandan dolayı kirlenen düzensiz bir apartmanın ardından sarı bir ışıl yükseliyor.
Bu ne demek biliyor musun?
Sensiz bir gün daha. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder