8 Nisan 2015 Çarşamba

Mor

Bunu yapabilirdim. 
Ağlamadan onun karşısında konuşabilirdim.
Hemen orada duruyordu işte. 

Yalnızca yanına gidip 4.yılımızı kutlayacaktım değil mi? 
Ne güzelde yatıyor benim en sevdiğim denize karşı..
Rahat da gibi..
Şimdi konuşmayıp ne zaman konuşacaktım ki hem? 
Yavaş yavaş adımlarla onca yatan insanın arasından 
kimseyi rahatsız etmeden
dua okuya okuya ona doğru ilerliyordum. 
Karşısında durup en sevdiği gülümsememi takınmaya çalıştım. 
Merhaba gözbebeğim benim yârin
Elimdeki çiçekleri ona doğru gösterdim
Bak sana ne getirdim
En sevdiğimiz çiçeklerden..
Papatyalar
Bi kaç yüz bin tane getirmek istedim aslında 
Fakat toplayabildiğim 
daha doğrusu kıyabildiğim kadarı buydu..
Anlamsız bir sessizlik oldu. 
Konuşmaya başlamam lazımdı. 
Tüm o yatan insanlar beni dinliyordu onunla birlikte. 
4.yılımız sevgilim..
Birlikte gittiğimiz o bahçede bana kendi ellerinle topladığın o papatyaları vermenin üzerinden tam 4 yıl geçti..


2 hafta boyunca planladığın teklifin her bi kelimesini gözlerimin önünde unutup, bocalayışının tatlılığı sanki 3-4 saniye önce olmuş gibi gözümün önünde..
Sanki içindeki haykırışı duymuş olacağım ki sana sarılıp kokunu ilk kez içime çekişimdeki titreyiş gibi ellerim şu an karşında titriyor. Affet beni canımın içi..
Bilirsin,
Uzun konuşmalar yapmam gereken yerlerde pek uzun konuşamadım. 
Gülmeye başladım sessizce
gözlerimin doluşunu aldırmadan
Hatırlıyor musun?
Mezuniyette birinciliğim açıklandığında konuşmam gereken tüm konuşmayı heyecandan unutup yalnızca "teşekkür ederim." dediğimde o koskoca salonda ortalarda zıplayıp delicesine bağırıp alkışlayan bi sendin gözbebeğim. Sanki tüm salondan alacağım alkışın 15 bin milyon katını vermiş gibiydin. Her zaman yanımda olan şapşal bi sendin.
Her zaman benim olan sendin
Şimdi ise O'nunsun. 
Emanettin sen bana
Verdim seni O'na.
Gözlerimden yaşlar akmasına rağmen ilk kez konuşmamı durdurmadım
Derin bir nefes aldım
yutkundum
en derindeki acımı bastırdım
Özür dilerim mavim
Biraz heyecanlıyım da..
Heyecanlanmak bana göredir bilirsin
Annenle tanıştırmak istediğini söylediğinde tüm portakal suyunu yüzüne püskürtmüştüm
ve heyecandan o 3 gün hiç uyuyamamıştım
Annenin karşısında tüm tırnaklarımı yemiştim 
sense elimi ağzımdan çekip ellerine kenetlemiştin
Ellerin ilk kez bi babaydı benim için
Dudaklarımı ıssırmıştım 
Onun bana yakıştırdığı en güzel göz makyajı gözümden yavaş yavaş süzülüyordu. 
O ise hala sessiz
Birden üzülmemem gerektiğini hissettim
Sanırım onun da içi sızlıyordu
Birden gülümsedim 
Elimin tersiyle tüm akmış makyajımı temizledim
Haha bi de senin logar kapağı konmayı unutulmuş bi çukura tek bacağın girecek şekilde düştüğünde sen yerde kahkaha atıyordun ben olduğum yerde kırılıyordum hatırlıyor musun?
Sahte kahkahalarım etrafın sessizliğiyle çınlıyordu
Bi de çukurdan çıktıktan sonra pantolonunun dizinin yırtılıp bacağının sıyrılmış olduğunu gördükten sonra ki yüz halin çok üzücüydü. Saatlerce betonda oturup her "off yanıyor" dediğinde üflediğimi de hatırlıyor musun? Ciğerlerimde hava kalmamıştı sen ise sırf inadına yaptığını söylemiştin en sonunda. 
Neymiş efendim
Onunla ilgilendiğimi görmesi hoşuna gidiyormuş muş muş hahaha aptal. 
Konuşmayı bu sefer uzattığımı düşündüm 
Saçımı kulağımın arkasına aldım
4 yıl oldu sevgilim
ve ben bu kadar yakınken sana ruhunla bu kadar uzak olmak canımı 3 yıl boyunca fazlasıyla yaktı
Kıyamazsın değil mi bana?
Canımı her yakan kişiyi yakacağını sen söylemiştin
Bak şimdi ise mesafeler yakıyor
Gülümsedim
Güçlü görünmeye çalıştım
Papatyaları ellerimin titreyiş eşliğinde ona doğru uzattım 
Bak gözbebeğim
Papatyaların
Önceki getirdiklerimden biraz farklı 
Mor renginden nefret ettiğimi bilirsin..
Geçen geldiğimde anlatmıştım..
Değil mi? Sizde duydunuz!
Etraftaki yatan insanlar çıtlarını dahi çıkarmıyorlardı
Pekala, yeniden anlatıyorum..
Seni en son görüşümde olay yeri inceleme o bakmaya kıyamadığım yüzüne o salak örtüyü örtüyordu
Yüzün..
Gözlerimi kapadım, yutkundum..
..yüzün mosmordu..
Ellerin..
örtünün kenarından sarkan benim ellerimi kenetleyen o eller de mosmordu 
İşte sırf bu yüzden mordan nefret ediyorum. 
O ana geri gitmiştim 
Telefondan aldığım o haberle 3 otobüsle gideceğim mesafeyi gözyaşlarımla birlikte koşarak gitmiştim
Sanki o değilde ben boğulmuşum da akciğerlerime su dolmuş gibi hissettim 
Nefes alamadım 
Elimi boğazıma koydum 
Yutkundum
Her zaman ki ataklarım başlamıştı
Öksürdüm 
Mecalim kesildi
Sakinleşene kadar 
..ağlamam durana kadar 
..bakakaldım mor papatyalara. 
15 dakika geçti geçmedi
Toparlandım (gibi yaptım)
Gülümsememi yeniden takındım
Her zaman seni taklit etmeyi severdim bilirsin 
Sesimi senin gibi yapardım ve bu seni çok güldürürdü
Yürüyüşümü senin gibi yaptığımda o görüntüme dayanamayıp sırtına alırdın beni sırf o şekilde yürümeyeyim diye
Şimdi ise senin için mora bürüneceğim
Şimdi aynı senin gibi ciğerlerime kadar su dolacağım
Şimdi aynı senin gibi beni de o örtüyle örtecekler 
Şu karşıyı görüyor musun 
Şu seni içine yutan koskoca mavilik
İşte bugün oranın içinde senin ruhunu bulmaya gideceğim 
Bulunca ise sana sarılacağım
3 yıldan sonra ilk kez.. 


Bu mor çiçekler senin en sevdiğim
Senin gibi kokmasalarda bana sen gibi göründüler..
Sanki bembeyaz tenleri mora dönüşmüş gibi
..sen gibi. 
Şimdi gidiyorum sevgilim
Fakat ayrılığımız bu sefer uzun sürmeyecek 
Ve iyi haberlerim var gözbebeğim,
Bu sefer yok olacak aramızdaki o araf mesafe..
4.yılımızı ben gelince kutlarız olur mu?
Her evimin önünde beni papatyalarla beklerken sana dediğim gibi,
5 dakikaya geliyorum,
seni seviyorum. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder