29 Ocak 2015 Perşembe

Rüya(2)

İlgili yazı: Rüya



 Son birkaç yılda kafamda yankılanan iki cümle vardı, bana ait. Belki sizin de böyle cümleleriniz olmuştur, böyle hep söylediğiniz, dile getirdiğiniz, duanız olan, ya da mottonuz olan.
 Birincisi, "Yalnızlığı sırtlayıp çekip gidesim var." idi.
 Bunu yaptım. Yalnızlığı sırtladım ve Amerika'ya gittim. Ailemi, arkadaşlarımı, sevdiklerimi, düzenimi bırakıp kendimi tamamen yeni bir ortama, kültüre, çevreye attım. Başlarda güzeldi, ama bir süre sonra sudan çıkmış balık misali benliğim Amerika'da çırpınmaya başladı. Canım sıkılmaya başladı, kendimi odaya kapatmaya, dış dünya ile bağlantımı yavaş yavaş koparmaya başladım. Bu durum da benim için hoş olmadı tabi ki. Tekrardan Türkiye'ye döndüğüm zaman anladım ki ortamların ya da mekanların hiç bir kıymeti ya da değeri yok, o mekanı veya ortamı paylaşacak bir sevdiğin olmadıktan sonra. İstersen Malavi'de ol, istersen Papua Yeni Gine'de istersen Toronto'da, sevdiğin insanlarla bir arada olduktan sonra orası Dünya'nın en güzel yeri zaten. Ondan siz siz olun, yalnızlığı sırtlayıp çekip gitmeyin, akıllıca bir şey değil.
 İkincisi de "Allah'ım öyle bir rüya göreyim ki bir ömür gibi gelsin" idi.
 Bu duayı çok yakın bir zamana kadar etmeye devam ettim. Etmemin sebebi ya ertesi günün olmasını istemiyordum, olmasını istemediğim bir şey olacağından; ya da o gün canımın sıkkın olmasındandı. İki sebepte de gerçeklikten uzaklaşmak ve yarının mümkün olduğunca sonra olmasını istiyordum. Yani şöyle düşünün, yarın illaki olacaktı, ama ben o yarının mümkün olduğunca geç olmasını istiyordum. Dua gerçekleşirse de öyle olacaktı. Bir nevi kaçınılmaz sondan, kesin olacak bir olaydan kaçmak gibi bir şeydi bu. Şu an toplumdaki çoğu insanın yaptığı şey yani. Sorunlarından, sıkıntılarından, sanki onlar yokmuş gibi kaçar insanlar. Üzerine de hiçbir derdi tasası yokmuş gibi gülücükler saçarlar etrafına, her nasılsın diyene iyiyim derler mesela. Her insana da kötüyüm denmez tabi ama, en azından samimi olduklarınıza iyiyim demeyin mesela.
 İkinci cümlemin sadece sıkıntılardan kaçmak istediğim için dile getirdiğim bir şey olduğunu farkettim. Ama bu duayı etmeyi kesmedim, çünkü dertlerimden kaçmanın, onlarla yüzleşmekten daha kolay olduğunu sanardım. Ama zamanla kaçmakla bir yere varılmadığını, kaçmanın o sıkıntıyı daha da büyük ve can sıkan hale getirdiğini anladım. Ardından da ikinci cümlemdeki duanın zaten kabul olduğunu anladım: Hayat zaten "bir ömür gibi" gelen bir "Rüya". Şu an yıllar geçiyor gibi gelse de, uyandığımız zaman ne kadar kısa olduğunu anlayacağız. Gördüğümüz rüyalar da öyle değil mi zaten? Sekiz saatlik uykumuzun tamamında rüya görüyor gibi hissederiz ama aslında, bilim adamlarının dediğine göre, gördüğümüz şey maksimum sekiz, dokuz saniyelik bir şeydir.
 Rabbi'min güzelliğini görüyor musun, ben duayı etmeden kabul etmiş zaten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder