22 Ocak 2015 Perşembe

Ankara'da da

belki adınla köprüler kurulmuyor
kelimelerle kafiyeler arasına
ama dumandan kubben göğü donatıyor
ardından beyaz yakalı, rakı masasını
sanırlar sen yalnız beyaz yakalınınsın
-sevda kokan şaraplar da neyine
sanırlar atarsın bir başına akşamları
bertaraf memleketin çaresiz derdine
iki duble
hayır hayır yanlışsınız
burada da
sırtında çuvalla
bir iki kuruşun hesabını tutarlar
elinde bir demet çiçekle
kurtuluşta, karanfilde yahut
altındağın bilmem ne köşesinde
birilerinin yolunu, kara kubbeye inat
apak bakışlarla gözlerler
burada da sokaklara
taşlardan kale kurar çocuklar
hatta bir akşam kızılayın göbeğinde
sevdasını bir ayla körükleyip
unuttum da derler, yanarken
terk eder, terk edilir
ama bir sevdadır Ankara
bir akarsu kenarında
iğde söğüt kavak
sevi ormanı bozkır
yahut seviyor sevmiyor
tek yaprak papatya
ankara
bilir misiniz?
burada -da(!)-
sevda yoluna serden geçilir

4 yorum: