13 Eylül 2014 Cumartesi

Bakınız, ben yine acizler kıralı

Bazen, ben bunu hak edecek ne yaptım, diyor insan. Hani en ağır imtihanları sevdiği kullarına verir ya Rabbim. İşte o yüzden. Belki de bizim küçüklüğümüzden dolayı imtihanlar büyüyor gözümüzde. Rabbimizin bizi bizden daha çok sevdiğini, bize karşı bizden daha merhametli olduğunu, n'eylerse güzel eylediğini unutuveriyoruz.

Son zamanlarda pek şiir yayınlamadığımın farkındayım. Sessiz sedasız kaderin beni ordan oraya savurmasını izliyorum. Mucizelere tanık oluyorum, öyle ki dilim tutuluveriyor bu mucizelerin karşısında. İyi ya da kötü, hayat olağan olağanüstülüğüyle devam ediyor; bense dört ay önce bir anda değişmeye başlayan hayatımı düzene koymaya çalışıyorum. Bir enkazdan sağ kalan parçaları toplayıp küçük bir kulübe yapmaya çalışmak gibi bu. Öyle acınası bir durumdayım ki... Ben müthiş zaman ve efor sarf ediyorum (sarf ettiğim zamanın ve eforun da asıl sahibi O'dur); sonra O bir dokunuyor, her şey bir anda kusursuza çalıyor. İşte öyle saçma sapan bir haldeyim. Her şeyi Asıl Sahibi'ne bırakmayı öğrensem daha yaşanabilir hale gelebilir hayatım. Hayatı ve yaşadıklarımı benim için imtihan haline getiren yine benim. O hep bana bir yol çiziyor; gel, hadi buyur, diyor. Ben hala çırpınıyorum kozadan kendim çıkmak için. O bana demiş "zamanı gelince çıkacaksın kozadan, acele etme" diye, ben kanatlarım olmadan kozadan çıkma derdindeyim. Hayallerimde dışarısı var hala, dışarının ne olduğunu bilmeden. İyi şeyler olmuyor değil, hatta çoğu şey iyi. Sadece ben biraz şımarığım, hatta ziyadesiyle. Nankörüm, her zamanki kadar. Hoşuma giden bir şey var bu hayatta, bana durup dururken kahkahalar attıran bir acizliğim var. Bir şeyler elimde olmayan sebeplerle oluyor ya, o zaman içime siniyor. Bir işe benim elim değmeyince, o iş adam gibi oluyor sanki. Aslında kendi kararlarımı kendim almamamın sebebi de bu. Ben karar verince her şey, afedersiniz, boka sarıyor. Zaten yine o sözünü dinlemediklerimin sözüne geliyorum, annemin mesela. Özellikle annemin... 

Bir şey daha diyeceğim. Annemi bu kadar üzgün, hayatı böylesine umursarken görmemiştim hiç. Bana, zor anlarda hayatı umursamamam gerektiğini öğreten kadını böyle görmek canımı acıtıyor. Çok yalnız hissediyor kendini, onun yeterince yanında olamıyorum ben de. Ama beni seviyor yine de; derdim var, desem unutur kendi derdini. Kendi derdi dediğim de zaten başkasının derdidir muhtemelen. Kısacası annem hala güçlü bir kadın ama ben güçlü kadınların da ağlayabileceğini biraz geç fark ettim. Şükretmediğim en güzel nimetimsin annem; sen üzülme bak, çok ağlıyorum. Hesabını veremem gözyaşlarımın, ona da üzülürsün diye korkuyorum.

2 yorum:

  1. Şöyle güzel olmuş deyip iki üç kelimeye bürüyemeyecek kadar güzel bir yazı olmuş. Hatta, karşılaştırma yapmak doğru olmaz ama yazdığın herhangi bir şiirden de çok daha güzel olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bu kez ilham ya da hayal gücü değil, gerçeklerin büyüsü; bu fark ondandır.

      Sil