13 Ağustos 2014 Çarşamba

Para Para Para

 Amerika'da 3. günüm. Merak etmeyin her gün saçmalamayacağım, ilginç şeyler olursa yazacağım. Bugün kendimi meydandan okula giderken gerçekten mutlu hissettim, tam neden sunamam ama sanırım içinde bulunduğum durumdan memnunum. Bu güzel bir şey benim için zira bayadır tam olarak böyle hissetmedim.
 Bugün okula vardım ve yeni sınıfıma doğru yol aldım. Heyecanlıydım çünkü yeni yüzler yeni insanlar beni bekliyordu. Biraz da bir çekimserlik vardı üzerimde çünkü mevcut bulunan bir sınıfa katılacaktım. Yani herkes yeni değildi sadece ben yeniydim. Sınıfa girdim, girer girmez de bir muhabbet etme etkinliği içinde buldum kendimi. Bunun yardımıyla da ortama hızlıca alıştım. 
 Gün içerisinde çeşit çeşit konuşma konuları oldu ama benim sizlere anlatacağım kısım "para" içerikli olan olacak. Sorunun biri şu şekildeydi: Para insanı mutlu eder mi? Benim ve genelin verdiği cevap şu oldu: Etmez. 
 Şimdi bana "Paran varsa her şeyi yaparsın, paran varsa mutlusundur, paran varsa her şeyi satın alırsın; mutluluk dahil" çekmeyin gençler. Tabi ki huzurlu, daha az sıkıntılı, rahat bir hayat için para lazım. Burada herkes hemfikir. Ama para mutluluk değildir, para sizi daha mutlu yapmayacak. Aksine para sizi daha hırslı ve daha sıkıntılı bir hale getirecek. Burada anlatmak istediğim miktar "çok fazla" miktar. Sizlerin hayalini kurduğunuz bol sıfırlı miktarlar. İnsanoğlunun doğduğundan beri yüzleştiği bir şey vardır, bu şey "Maymun iştahlılık"tır. İnsan doymaz, bebekken daha fazla meme emmek kafandadır, neden bu kafandadır? Çünkü annen seni senin istediğin kadar emzirmez ve bunu değiştiremezsin. Çocuk olduğun zaman benzinle çalışan bir uzaktan kumandalı arabanın hayalini kurarsın, neden kurarsın? Çünkü senin uzaktan kumandalı araban daha yavaştır ve daha ucuzdur ve sen hep o arabaya sahip olacaksındır. Genç bir yaşa gelince 100 bin liranın hayalini kurarsın, neden kurarsın? Çünkü o para sana çok fazla geliyordur ve hiç sahip olamayacağını düşünürsün. Sonra orta yaşlara gelirsin ve 100 bin liran vardır, bu sefer ne yaparsın? 1 milyon liranın hayalini kurarsın...
 İnsanoğlu doyumsuzdur, hep sahip olduğunun daha fazlasını ister, hep daha iyisini. iPhone 4S piyasa çıkar ve 1 yıl sonra iPhone 5 tanıtılır. Ve senin elindeki telefon sana artık eski gelir, halbuki senin işinde, günlük hayattaki kullanımında çok iyi bir performans artışı sağlayacak bir teknolojik gelişme yoktur, ama o daha iyidir, daha pahalıdır ve o telefonu arkadaşlarınla yemek yerken masanın üstüne koyup artistlik taslamak için ihtiyacın vardır. Ve sen ne yaparsın, elindekini bir kenara koyarsın ve 12 taksitle yeni bir iPhone 5 alırsın. Dolabında yiyecek etin sebzen yoktur, ama metroda okey oynayabileceğin bir iPhone 5'in vardır. Ne mutlu sana. 
 Bir anda piyangonun size çıktığını düşünün, ya da bir akrabanızdan size yüksek meblalarda miras para kaldı diyelim. Ne olurdu? Çok mu mutlu olurdunuz. İlk bakışta evet, kim mutlu olmaz ki? Hayal edemeyeceğiniz kadar para değil mi? Her şeyi satın alabilirsiniz; istediğiniz istemediğiniz ne varsa... Peki ya sonra? Büyük bir ev aldınız. Ama bulunduğunuz yerden alamadınız çünkü orası normal bir mahalle. Bundan dolayı şehrin biraz dışından bir yer tuttunuz. Belki başka bir şehirde ya da ülkede. Mecburen arkadaşlarınızdan tanıdıklarınızdan uzaklaşmış oldunuz. Çok samimi olduğunuz arkadaşlarınız artık sizden çok uzakta olmuş oldu. Koskacaman bir eviniz var, ama içinde tek başınasınız. Zenginliğinizi gösterebileceğiniz bir yakınınız bile kalmadı civarınızda. Havuzunda tek başınıza yüzdünüz, bahçesinde tek başınıza güneşlendiniz ve bulunduğunuz yerin civarında süper lüks arabanızla tek başınıza bir tur attınız. Ne kadar eğlenceli değil mi?
 Yani çok para seni mutlu etmeyecektir, belki daha mutsuz ve stresli hale getirecektir. Bakın şimdiki ünlülere, onların şu an sahip oldukları en önemli şey kocaman araziler üzerine kurulmuş evleri değil, ya da altın kaplama arabaları da değil, binlerce dolar harcadıkları terapistleri. Çünkü bir sürü psikolojik sıkıntıları var, gece yastıklarını kafalarını rahatça koyup uyuyamazlar bile uyku hapı olmadan. Ama adamlar tabiri caizse para sıçıyor, neden böyleler peki?

2 yorum: