12 Ağustos 2014 Salı

Açıklama Yapan Abla

 Bugün Amerika'da 2. günüm. Bir kaç endişem bir kaç korkum -tabi ki- var. Yepyeni bir mekan yeni bir hayat, bir de bir kaç sıkıntı patlak verince iyice gözümüz korktu. Ama geçer sanırım, neler geçmedi değil mi? Eve yerleştik, yeni hattı aldık, valizi yerleştirdik derken kurs vakti geldi. Bir arkadaşla beraber çıktık dışarı metroya bindik, buradan 45 dakika şehir merkezi, kurs da şehir merkezinde.
 Metroya bindik, görseniz, çekik gözlüsü mü dersin, çikolata derili mi dersin, mor saçlı mı dersin, kel ama kız mı dersin, zenci mi dersin, ne dersen de abi hepsi vardı. Önce bir gülümsedim istemsiz, içimden "Vay anasını" nidası yükseldi istemsizce. Kendi kendime dedim "Siz nasıl huzur içinde yaşıyorsunuz lan?! Kendinize gelin azıcık. Şşt kel senin şu siyah olana laf atman lazım, siyah olan senin de beyaza laf atman lazım. Lan siyah, oğlum yıllarca ezdiler seni, sen nasıl böyle rahat oturuyorsun kulağında kulaklıklarla ?! Bizim memlekette insanlar üç beş düşünce etrafında birleşiyorlar ve hepsi birbiri ile it dalaşı içinde. Burada yüzlerce farklı düşünce, kafa yapısı var ama huzur içindesiniz, oğlum siz ne ayaksınız?!"
 Yol bitti  indik, metrodan çıkarken zaten koca koca binalar bizi karşıladı ufukta. Yine ağız kulaklarda tabi, merdivenleri çıktım, etrafımda tam bir tur attım: "Vay be." Sağımda bir evsiz adam Coca Cola bardağını önüne koymuş dileniyor, bu arada önümden bir Challenger araba geçiyor. Sabah tabi iş saati, ellerinde kahveleri takım elbiseli abiler vızır vızır. Pantolonu neredeyse dirseğine kadar inmiş bir zenci kendine has aksanıyla bir şeyler söylüyor. Anlamadım tabi oğlum bismillah daha.
 Kurs yerine vardık, asansöre bindik, ilgili kata çıktık. Abi...
 Çarşaflı mı dersin, neredeyse çıplağı mı dersin, Arab'ı mı dersin, İtalyanı mı dersin, Rus'u mu dersin bütün Dünya ortaya karışık bildiğin. İçimden dedim "Allah'ım ben nereye geldim?" İçimi bir korku sardı, herkes birbiriyle konuşuyor gülüşüyor, biri birine bir espri patlatıyor diğeri kahkaha atıyor. Diyorum kendi kendime "Ben nasıl adapte olacağım bunlara, nasıl alışacağım bu ortama." Sıraya girdim, görevli kadının karşısına geçtim, bir görseniz bütün İngilizcem ayaklar altında. Geçmişle şimdiki zamanı bir arada kullanmak mı dersiniz, His yerine Her demek mi dersiniz...
 Sonra solumdaki elemanı daha net duymaya başladım. Bir baktım eleman beyninde hangi kelime varsa sıralıyor, grammar falan yalan yani yok öyle bir şey, dedim içimdenn "Elemandaki rahatlığa bakar mısın?" Karşısındaki abla da baya gülüyor anlıyor da yani. Dedim "Allah'ım grammar sana emanet." Ondan sonra kendimi bir rahatttım, kaslarımın gevşediğini hissetim resmen ve gerçekten de çok rahat bir şekilde derdimi anlatmaya başladığımı farkettim. Rahat olacaksın usta, kasmayacaksın kendini.
 İçimde hala bir yabancılık bir tırsma var tabi. Bilgisayar testine girdim kurumu belirlemeleri için, sonra bir konuşma oldu bir ablayla, sonra başka bir abla da beni bir sınıfa götürdü. Bu arada çalışan herkes Bayan. Bir kadın biraz sonra olacak olan konuşmada başarılarını bu olaya bağladı, çalışanlarının hepsinin kadın olmasına. Esprili bir anlatımda ama kim bilir,  belki de gerçekten bu başarılı olmalarında bir etmendir. Neyse sonra girdim sınıfa bir belge doldurdum bir kağıda. Bir abla geldi  Chicago hakkında genel bilgiler verdi ve sonra burada kalacağım zaman boyunca unutamayacağım şu cümleler sarfetti:
 "Chicago oldukça güvenli bir şehir, merkezinde 10 buçuğa kadar oldukça güvenli bir şekilde takılabilirsiniz, içiniz rahat olsun. Ama yine de o saatlerde grup olarak takılmaya çalışın, toplu taşıtlara grup olarak binin, en az iki kişi olacak şekilde...
 Yanınızda değerli elektronik bir eşya taşıyorsanız hiç bir zaman gözünüzün önünden ayırmayın, bir keresinde arkadaşım telefonunu masaya koyup bana dönüp bir şeyler söyledi ve geri döndüğünde telefon orada yoktu, bundan dolayı dikkatli olun her zaman...
 Ulaşımla ilgili olarak 100 dolar verip 1 ay boyunca tamamen sınırsız olan paketi içeren Venttra'yı kullanmanızı öneririm (Ventra buranın Ego kartı). Sizin için daha ekonomik olur, biliyorum 100 dolar oldukça fazla bir miktar ama her binişinizde bir bilet alınca daha fazla ödemiş olursunuz"  ve bir kaç tane daha...
 Bunları unutmayacağım dedim ama önemli bilgiler oldukları için değil. Aynı bilgileri bana kursa gitmeden önce ev ahalisi de verdi. Bunları unutmayacağım çünkü beni ilk defa gören biri benim güvenliğim için, cebimdeki para için, ya da kişisel eşyalarıma dikkat edeyim diye bana bu önerileri verdi. Umrunda olmayabilirdi, dersini verir şehri tanıtır geçerdi. Ama  O bunları slayta bağlı olarak da söylemedi, bunları kendisi bağımsız olarak slayt ardından söyledi, neden söylesin ki, O'na ne?
 Şimdi sizleri 5 dakikalığına düşünmeye sevk ediyorum, sadece karşılaştırın, bizim eğitimcilerimizle karşılaştırın. Sizleri 5 dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder