31 Aralık 2019 Salı

Başlangıcın Sonu - The Best is Yet to Come

"Biliyorum, sizleri pek ilgilendirmiyor anlattıklarım. Fakat benim bunları anlatmaya ihtiyacım var." - Jean-Jacques Rousseau

Benim yok aslında. Lakin yalnız gireceğim ilk yılbaşı bu. Popülist bir kek olduğum için ben de bu mecrada bir kapanış yazısı yazayım dedim oyun oynamak yerine. Çok bohem sözlerime çok bohem bir giriş yapmak istiyorum.

Araf gibi yıldı lan bu yıl. Valla. İyileşmeye ve yaşamaya en çok çalıştığım, ve harbi harbi başardığım ilk yıl buydu. Çocukluktan adamlığa ışınladım kendimi bir anda. Ama oldu ulan işte. Öyle ya da böyle varolduğum yıl bu oldu. Geç mi kaldım? Pek sayılmaz. Geç dediğimiz ne abi? Yaşamanın geci yokmuş, anladım sonunda. Yaşamak, yaşamakmış; ve yaşamak için yaşamak gerekiyormuş şu hayatta doğru zaman yanlış zaman, erken geç demeden. Ha ben nispeten geç anlayan bir insan olduğumdan birinin yardımı dokundu bunu öğrenme konusunda. Gerek verdiği umutla, gerek bizzat öğrettikleriyle. Her ne kadar konuşamadıklarımızla girsek de yeni yıla; o biliyor kim olduğunu. Muhteşem bir insan olduğunu da bilsin vesselam, selam ederim kendisine.

Dediğim gibi, yıl bildiğin araftı. Her şey öyle bir konulmuş ki tahtaya, bir yöne de gidebiliiiir, öte yöne de. Ne nereye gitti bilmiyorum; iyiye gidenler de var, kötüye gidenler de. Kurulan güzel dostluklar da var, yıkılan köklü dostluklar da. Ha tabii, köklü bir dostluk ne kadar yıkılır, onu öğrenecez bir ara; ama iyisiyle kötüsüyle o dostlar da sağolsun be. Eskileri de, yenileri de... En çok dostlar sağolsun. Söylenmemiş güzellikler, dilenmemiş özürler, yaşanmamış maceralar; hepsi boş uzun vadede. Önemli olan yanında olmak istediğiniz insanlara sımsıkı sarılmak şu hayatta. Ve, eğer şanslıysanız, onların da sizi sarması sımsıkı. Gerisi laf-ı güzaf. Sözler uçar, yaşanmışlıklar biter. Baki olan o sevgidir herkesin birbirine ayrı ayrı duyduğu. Dostlukları dostluk yapan şey.. O güzel sevgi.

Bu sene anladım ki insan değişken bir varlıkmış baba; öyle "her şey aynı kalsın, hiç değişmeyelim" diye bir güzellik yokmuş doğada. İnsanlar, ilişkiler değişirmiş de, biz aynı mı kalırmışız? Kalmış mıyız?

"Varolmak" dedim, var oldum. "Öfkeden Nefrete" dedim, öfkemi dizginledim, nefretimi yendim. "Şampiyonlar Ligi" dedim, hayatımın şampiyonlar ligine çıktım. "Ben" dedim, kendimi sevdim lan ben. Bu çekilmez adamdan gerçekten sevilecek bir şeyler çıkardım ortaya. Ben başardım lan işte.

Ha yine inişlerimiz olmadan olur mu? "Oyun Sonu" dedim, hakkaten bitmesini istemediğim bir oyunun sonuna geldim; tek taş kaldım tahtada. "Direksiyon Hakimiyeti"mi kaybettiğim oldu zaman zaman; ama topladık hep bir şeyleri. "Anlaşılmak" dedim de, ben anlamamışım ki kimseyi; nasıl bekleyeyim insanlardan beni anlamalarını, dinlemelerini? İlla beklemek mi gerek bir şeyleri? "Uyanış" dedim; neye uyandım bir ben bir Allah bilir.

En önemlisi de "sev" dedim. Kendini sev. Bir şeyleri sev. Tutunacak bir dal sevgin olsun şu dünyada. Sadece benim değil, hepimizin. Hepinizin. Hayat zor; kolaylaşacak gibi de durmuyor çoğunuz için... Ama sevin be kardeş. Kendinizi sevin en başta. Hayat elinizde olmayanlardan ötürü kendinizi suçlamak için çok kısa. Vallahi çok kısa. Daha dün kendisini güle oynaya okuldan eve atan bir çocukken aniden iş aramaya başlayacak bir insan olarak buldum kendimi. Siz de atlamayın arada yılları. Atlayanları da kafaya takmayın; her şey eninde sonunda düzeliyor lan. Vallahi düzeliyor.

Rüzgar esiyor, yağmur yağıyor. Hayat her zaman olduğu gibi hiçbirimizi sallamadan yoluna devam ediyor. Yaşamanın tek yolu onunla devam etmek. Mümkünse severek, sevilerek; sayarak sayılarak devam etmek yola.

Ekşi'de bir giri görmüştüm, çok hoşuma gittiydi bir maddesi. Ekşi'yi bıraktığımdan (hee, bildiğin sigara gibi bırakmak) bakmak istemiyorum nasıl bir şey olduğuna da bir yerinde şöyle bir şeydi kendisi:

" 'En iyisine henüz sıra gelmedi' deyin"

Aynen öyle kekeler. En iyisine daha var ki lan. Hepimiz için var; bu mecrada ruhu acı çeken herkes için... 'Daha iyi bir yarın' her zaman var.  "En iyi gün"e daha çooook var. Ama var işte. O güzel günler var. Hepiniz yaşayacaksınız; kaçarı yok. İsmail Abemin dediği gibi: O gemi bir gün gelecek!

Sözlerime son verirken, Allah kimseyi yılbaşı gecesi buralara düşürmesin diyor, hepinize musmutlu yıllar diliyorum sevgili okuyucular. Sağlıcakla kalın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder