6 Şubat 2016 Cumartesi

Başlık

      Yalnızım. O kadar yalnızım ki sanki hiç var olmamış gibi hissediyorum. Varlığımın bir anlamı olmadığından yakınıyorum. Kimseye bir şey ifade edememekten yakınıyorum. Unutulmuş hissediyorum. Bıkılmış. Değersiz.

        Bilmiyorum. Belki kendi kendimi yalnızlaştırmışımdır. Kendime itiraf edemiyorum. Kabullenemiyorum. Aslında ailem var. Sağolsunlar. Ama yetmiyor. Yaptığım şeyler gün geçtikçe beni boğuyor. Daralıyorum. Boş boş bakınmak anlamlı gelebilir mi bir insana? Kendi düşüncelerinde kaybolmak. Bir yerden sonra sıkılmak. Heralde yalnızlık da bir yere kadar gidiyor. Sonra her şey başa dönüyor. Bir döngüyü baştan yaşıyorum.

        O kadar yalnızım ki insanlardan haber almak için sürekli watsap, snapchat kontrol ediyorum. En azından birileriden haberim olsun diye. Ot gibi yaşamak diye bir söylem var mı bilmiyorum ama şu an öyle yaşıyorum. Otlar en azından oksijen üretiyor bende o da yok. Dışa da yansıtmıyorum bunu. Bu yazıyı da yazıyorum ya çünkü artık dayanamıyorum. İnsan paylaşmadan yapamıyor. Yapamıyor.

        O kadar yalnızım ki yalnız olduğumu yakınabileceğim kimsem yok. Bir umutla mesaj yazmaya başlayıp mesajı bitirmeden siliyorum. Yıllarca samimi olduğum insanlara bile bir dert dile getiremiyorum. İnsanların gözünde değer kazanamadığımı düşünüyorum. Yeni tanıştığım kişilerde bile bu böyle bırak eskileri. Heralde problem bende.

        Değişmek. Ah, değişim! Yazması, söylemesi ne kadar kolay. “Biraz değiş, kendine çeki düzen ver. Toparlan.” Olmuyor. Olmuyor. Gittikçe kararan hava gibiyim. Kendi kendini yiyip bitiren hücre gibiyim. Hiç bitmeyen paradoks gibiyim.  Heralde problem bende.


PS: Yazmak gerçekten iyi geliyormuş.  

1 yorum:

  1. Seni anlayan adam8 Şubat 2016 15:29

    Evet yazmak çoğu zaman iyi geliyor ama böyle kısa değil uzun uzun, hani hiç bitmeyecekmiş gibi. Her şeyi en ince detayına kadar anlatmaktan bahsediyorum yaz abi anlat bize. Burada okuyan birileri var, merak etme yalnız değilsin...

    YanıtlaSil