2 Ağustos 2015 Pazar

kelimeler

rüzgarın hafif estiği sırada çamurun tozlarını örten şu elbiseler, silkelenmesi durduğunda rahatça bakabildiğim güneşe zararı gören gölgem idi sanki.
sahte oyunculardan oluşan sahte sevgi, sahte ilgi, sahte emek, sahte aşk, sahte bilgi, sahte yaşlanma, sahte karanlık, sahte aydınlık, sahte iyiyimler, sahte kötüyümler, sahte kişilikler, sahte eller, sahte gözler, sahte insanlar günümüzün gerçek yaratıkları. sahteler den oluşan sahte kolektif şirketi gibi, çavuşum gerçeklere bile sahtelik uygulanırken kim gerçek? gördüğüm kişiler gerçek mi? beni gören kişiler gerçek mi? mutsuzluğun en şiddetli hali bu, uyuyamıyorum, sol yanımın ağrısı tüm vücumda, uyuyamıyorum. nasıl bir görgüsüzlüktür bu mutsuzluğa doymuyorum,karanlığa da. işte bu gerçektir. ağır yükün kelimeleri de ağır olur. aşağılanmış cümlelerim var benim, cümlelerimi devririm onların üzerlerine değil mi çavuşum dedikçe hep üstüme devrildi. altından çıkmak her defasında ( nasıl çıkılır çavuşum gözlerimi açamazken, açtın. çok karanlık bir yerdeyiz) bir parçanı bırakırsın tutunamazsın, gözlerinin ağırlığıyla hayallere dalarsın, nasıl hayale dalarsın? tutunamazsın. kökleri sertleşiyor tutunamadığım umut dallarının, bilincim yerindeyken bile faklı olanlardandım. bilincim yersizdi beynimi kemiren cümlelerin bir gerçekliğe karalanmamış olandı. karaladım oysa adını, gözlerine baktığımda şu odada, gecekonduma melekler saldırdı. içimdeki şeytan beni yarıyoldabırakanlardanoluştu şimdi yok etmeye gelmeyin yarıyoldabırakanlaranefretimioluşturdum. içim - de - bir - yangın - var, çavuşum, içimde yangınlar var. eskisinden daha fazla sararmış resimlere bakar oldum, lisanım kendimce bedenime zarar veriyor,ruhuma. bittim, bittiğimi hissediyorum,hikayem bitmeyecek.Yarabbi! karanlıkiçim gördüğüm her yer karanlık. anılarımın cehennemde yeri hazır, bilseydim hangi durağın sonum olduğunu hiç bir anlaşılmaya gelmezdim, bir anlamada gelmiyordum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder