1 Nisan 2015 Çarşamba

My Immortal

Bana seni, senli zamanlarımı hatırlatan bir şarkı açtım. Neden mutlu olamadığımızı düşündüm. Saatlerce aynı şarkı dönüp durdu kulağımda.
Aklıma gülüşünden başka bir şey gelmemesi seni unutamadığımı göstermez değil mi? Çok eski bir şarkı bu. Eski defterler, diyorum, ne lüzumu var! Sana değer verdiğim zamanlara geri dönüyorum. Şarkı bitiyor, sen bitmiyorsun. Yüzlerce kez... Aynı notayla, aynı sancıyla yeniden başlıyorsun.
"I'm so tired of being here"

Kaç damla gözyaşı? Söylesene, giderken kaç tane daha böyle şarkı bıraktın ardında? Her dinleyişimde boğazıma seni dizen, kalemime seni yazdıran kaç şarkı? Kaç radyo programı? Kaç isim?
"Suppressed by all my fears"
Beni uykusuz bırakacak kadar ne yaptın bana? Ne yazdın da sabahlara kadar cevap yetiştirmekle meşguldüm? Söylediğin hiçbir sözde aşk yoktu, ulan ufacık bir ilgi bile yoktu ama yarım aklım almadı, ben her mesajında bizi buldum be. Sen bu kadarcık erkek olsaydın yeterdi. Bu kadarcık adam olsaydın. Da şarkının sertleştiği yerde gözyaşlarım hızlanmasaydı.
"When you cried I'd wipe away all of your tears." 
Sen yapabilir miydin? Yapabildin mi? Yapabilseydin biz olmak benim hayalim olarak kalmazdı. Herkese karşı biz olurduk oğlum! İki gün büyüseydin de sözünün arkasında dursaydın. Ya da hiç söz vermeseydin. Keşke. Öyle dilerdim ki söz vermemiş olmanı.
"When you'd scream I'd fight away all of your fears." 
Ama sen korktun. Ben cesur olduğumda bile korktun. Sana cesaret verdiğimde bile korkaktın sen.
"And I held your hand through all of these years."

Şimdi bana bıraktığın hiçbir şey umrumda değil. Yaşattıklarını yaşar mısın onu da bilmiyorum. Hâlâ gözyaşlarımın içinde biraz sen varsın, neden? Tüm suçu şarkılara yüklemek ahmakça. Yüreğimin kuytularından geliyor sesin geceleri. Tam aşina olacakken arkanı dönüp gittiğin için bir daha duyamadığım o sesin... Ağlamayacağım, diye söz verdiğim her saniye boğazımda düğümsün, burnumda sancısın. Lütfen biraz daha ağlat. Ben bu acıların, diyorum ya, müptelası olmuşum. Savaş açmışım gönlüme, onu acıtan birini zorla kazımışım derinlerine. Şimdi her şarkıda, her şiirde, her muhabbette, seni bilen her insanda, seni bilmeyen her sevdada
"You still have all of me."

Bunun bir çaresi yok işte. Keşke tanımasaydım seni, diyemiyorum. Seni sevmem senin suçun değildi ki. Hatta kısa bir süreliğine de olsa beni sevmen de senin suçun değildi. Hepsi benim suçum. Daha kendimi taşıyamazken beni, seni, yalancı sevdamızı yüklenmeye kalktım. Ezildim, anladın mı? Bir daha sevemeyecek hâle geldim. Nefes alabildiğime şükrediyorum. Öyle ki şu an başkasıyla mutlu olman umrumda bile değil. Nefes alabildiğime şükrediyorum.
"I've tried so hard to tell myself that you're gone
But though you're still with me
I've been alone all along me."



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder