1 Nisan 2015 Çarşamba

Üç, güç, hörgüç..

Tavan yine üzerime üzerime geliyor
Üzerimdeki neyin etkisi bilmiyorum ama en son bıraktığımda bu oda dönme özelliğine sahip değildi 
Gözlerim kapalıyken kurabildiğim dengem
Gözlerim açık iken sanki roller coster kafasıydı 
"Biraz hava, biraz kafa, biraz da bira, bu yaşam fazla, hadi biraz gazla"
Yine başladım kelime oyunlarına
Alakasız kafiyeler yapıp cümlelerimi yine boka sardıran anneme göre o "manasız" oyunları genelde kafam hoşken uydururdum ya da boşken..
Ne var sanki biraz beynimin esiri olsam? 
Ne yani? 
İlla platonik olup götü başı dağıtıp bar köşelerinde mi geziyim?
Kalbimin sıkışını mı izleyim?
Aşk bana göre karahindiba çiçeği gibi

Üflerken zevk alıyorlar
Uçuşunu izlerken de öyle 
Fakat bi müddet sonra tüm o güzelliğin uçunca sap gibi kalıyorsun
Sonra seni bi kenara fırlatıyorlar 
Çürüyüşünü izliyorlar 
Bazıları alıp seni suya koysalar da 
İçten içe çürümeye devam ediyorsun
Kayboluyorsun.. 
İşte bu yüzden 
Yani sırf kaybolmamak için şu dünya denen bok çukurunda
Aşk bana göre çok uzak bi kavram..
Oh may gad
Dışarıya ne zaman çıktım ki ben
Bu spot ışığı da ne uzaktan bana yanan?
E gittikçe büyüyor bu?
"Oha beyaz ışık"
"Ölüyom mu lan?"
"Ak sakallı dede? O nerde? İbne!"
Kollarımı iki yana açtım
Bu beyaz ışık yutacak beni sonra sanırım oyunlardaki gibi huni gibi beyaz ışığın sonundan çıkıp cehenneme düşeceğim
Oha çokeylenceli
Beyaz ışık bağırarak büyüyordu
Kalbim kulaklarımda atıyordu hissediyordum
Fakat atışının sesini beyaz ışıktan dolayı duymuyordum 
Sanırım cehennemde gelişimi kutluyorlardı
Neydi bu siren sesi?
Saliseler kala ani bir fren sesi duyuldu 
Tüm cadde inledi
Beyaz ışık önümde durmuştu 
"Ulan almadan gidersen beni seni varya seni, seni yiyeeerim yeeerim" 
Çarpılmaktan korkmuyor değildim 
Ama beyaz ışığı da trollemeden öldü dedirtmezdim ben değil mi?
Yer ayaklarımdan kayıyordu
Sallanmaya başladım 
Ya geriye düşecektim ya beyaz ışığa bırakacaktım kendimi
Sonrası sonsuz cehennem..
Beyaz ışığa bırakıverdim kendimi 
(TAK)
Kaportaya yapışmış kuş kakası gibi hissediyordum
Cehennemde araba mı varmış? 
Motorun sıcaklığını yüzümde hissediyordum.
Arabadan hızla inip yanıma koşan biri vardı
Kafam dönmese görecektim aslında şeklini şemalini
"Ooooo ak sakallı dede araba maraba şekilli şukullu"
"İyi misin? Neden kenara çekilmedin korna basmama rağmen? Canın acıyor mu?"
"Canım acıyor mu mu? Canım.. Canım tacım bacım kaçın tarçın marçın"
"Buraya gel sana bi bakalım"
İki kol beni gökyüzündeki kaldırımlara oturttu 
Melih Gökçeği tebrik ederim
Adam azmetmiş gökyüzüne kaldırım yaptırmış
Gravity hilesi bulmuş bide
Şehirce uçuyorduk çünkü
"Şükürler olsun hiçbir şeyin yok."
Gökyüzünden yeryüzünü izliyor gibiydim
Her şey neden ters?
"Bir şey mi içtin? Sakinleş hadi"
"Neden sakinleşelim ki? Bak yeryüzüne sende benimle"
"Demek yeryüzü ha?"
"Dimik yiryizi hı"
"Bıdı bıdı bıdı"
Annem bile burnumla oynamamıştı
Sevdim ben bu dedeyi he
Bi daha dünyaya gider de ölürsem
Yine seninle ölürdüm be ak sakal!
"Dede gözlerim yollarına hasretti be! Senelerdir dua ediyorum al şu canımı da geberiyim diye! Niye şimdi geldin de önceden gelmedin? O öldüğünde beni de alacaktın yanına bende kesmeyecektim kendimi!" 
Gözyaşlarımı tutamadım
En yakın arkadaşımın can çekişi gözlerimin önüne geldi 
Kapattım gözlerimi
Gözyaşlarımın yanağımda süzülmesine izin verdim
Yere bastığımı hissediyordum 
Gözlerimi açtığımda ise uçuşa geçtiğimi..
Kapattım sıkıca 
Bi daha açmamak üzere 
İki eli yüzümde gözyaşlarımı severken hissettim
Ya da siliyordu
O kadar kibardı ki gözyaşlarıma 
Sanki her biri mutluluk gözyaşlarına döndü
Gözyaşlarım hüzün yerine tebessümünü saldı etrafa 
"Ağlarken de güzelsin, uçarkende"
İlk kezo gülümseyişimi bi ak sakallıya yaptığıma inanmıyorum 
Dede dede olalı böyle ölümlü kezo görmemişti
Öbür tarafta bana lav konferans çukurunda kömür madalya takacaklar
"Deliyim ben"
"Hadi amaaa delilerin kafasında huni olur"
"Huni mi?"
"Huni huni, hani hani, fani fani, papi papi, papi çülo"
Cehennemden vip ak sakallı
Ön sıralardan lav kazanı kazanmışım gibi hissettim 
"Açma sakın gözlerini aklıma bir fikir geldi, bekle"
1.sınıf çocuğuna az kaldı tut ilerde benzinlikte duracağız demişler gibi susup oturdum
"Birazdan kafana geçireceğim şeyi ellerinle sıkı tut, düşmesin. Aynısı bende de olacak ve savaşacağız, anlaştık mı?"
"Anlaştık! Kaynaştık? Karıştık! Takıştık! Yatıştık!"
Kafama geçirdiği cisim noel şapkası gibi ama fazla derin
Sert
Ciddi şekilde soğuk
Huni şeklinde 
Omuzlarıma kadar değip kafamı içine yutan bir şey
"O neeeeydi gıs"
"Kızlara nasıl anlatılır ki bu ya? Hani trafikte yolu kapatırlarda ortaya turuncu huni koyarlar ya, ha işte ondan!"
"Peki dede sana bi soru. Biz bunlarla savaş mı yapcaz?"
"Ayyyyynen"
"Sen tanıdığım -ayrıca tek tanıdığım- en çılgın en bana benzeyen ak sakallı cehennemci dedesin"
"Ellerini ver"
Ellerimi uzattım
Elleri sıcacıktı
Yüzüne götürdü
"Gördün mü, sakalım yok"
Yüzü pürüzsüz ve yumuşacıktı
Burnu o kadar minnaktı ki sıkmadan edemedim
Kirpikleri elime takacak kadar uzundu
Saçları..
Saçları..
Kelimem yok güzelliğine
Panda gibi..
Ayıcık gibi..
Ellerimi çekip yüzüme götürdüm
Yanıyordu
Gözlerimi açamıyordum
Kafamdaki huniyle çok güzel göründüğüme eminim zaten..
"Başlayalım mı?
"Benim gibi bi deliyle ne işin var?"
"Benim gibi bir deliyle asıl senin ne işin var?"
"3 deyince seni sevebilir miyim?"
"Üç, güç, hörgüç, döngü, örgü, görgü"






3 yorum:

  1. Bu kafadan istiyorum sanırım :)

    YanıtlaSil
  2. Bayadır bu kadar hoşuma giden bir yazı okumamıştım eline, diline, yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil