8 Kasım 2014 Cumartesi

Lattenin Köpüğü

 Kendime söz vermiştim. Senin hakkında bir yazı daha yazmayacağım diye buraya. İçimdeki seni "Beslemeyeceğim" diye söz verdim kendime. Ama "Lattemin köpüğü kadar" karakterim olmadığı için sözümü tutamadım.
Kendime soruyorum: "Bir insan birini hem sevip hem nefret eder mi?" Sonra kendime bakıyorum ve diyorum ki: "Canlı örneksin be kazandibi."
 Demek istediğim ve kelimelere dökemediğim yüzlerce şey var. Tek bir şeyi diyebiliyorum kendime şu an, "Yoluna devam et."
Önüne bak kazandibi. Yaşın 18, önünde bir ömür var. Gerçi ne zaman göçersin belli olmaz, ama bırak be artık şu kızı be oğlum diyorum. Sal gönül kafesinden şu kızı. Yok. Hemde onca "Git" lere rağmen. Göz göre göre "Git" diyebilen bir kızda takılı kalmışım. Bir insan sevdiğine nasıl "Git" diyebilir?
 "Güvenmek yemek yemek gibi sıçacagini bile bile yersin". Kendi kendine güven tazeliyip bayatlatıyorsun. Bazı şeyleri yüz binlerce kez anlatmama rağmen anlamak istemiyorsun. Bahane arıyorsun. Sonra "Git" diyorsun. 1 kere demedin, 2 kere demedin, kaç kere dedin ben bile bilmiyorum. Denmemesi gerektiği kadar dedin ama, onu biliyorum.
Haklıymış gibi attığın twitler zaten beni benden alıyor. Karakterime laf etmeye kadar gelmiş içindeki senaryolar. Allah sabır versin, senin işin daha zor. Olmayan şeyleri oluyormuş gibi kendine inandırıp sonra da bana kin kusuyorsun. Geçmiş olsun ne diyim...
"Lattemin köpüğü kadar karakterin olsa şu an yanımda olurdun". Şu vakte kadar senin karşında gurur denen şey bende iki paralık oldu. "Aşk bu kazandibi" dedim, "Aşk'da gurur olmaz." Onlarca kez tükürdüğümü yaladım. Dayanamadım çünkü. Elinde oyuncak oldum. "Konuşmayalım dedin" "Tamam" dedim. "Git dedin" "Gittim". "Gel" dercesine imalarda bulundun geldim. Her defasında geri adım attım, yüzüme yüzüme sövmene, tükürmene rağmen. Karakter denen şey zaten burada yalan oldu bende. Çünkü ufacık karakter sahibi olsaydım "Bu sefer bitti sanırım. Onca laflardan sonra, "Git"lerden sonra geri dönmemem lazım"lardan sonra yine aynı yerde buldum kendimi. Bunu senden duyunca da iyice anlamış oldum. Gerçekten karaktersiz bir adamım. Allah karakter nasip etsin diyelim.
Bu aralar bunları düşündükten sonra kendime iki şey söylüyorum.
1.İçimde bulunduğum duygu karmaşasından nefret ediyorum.
2.Sana olan duygularımdan nefret ediyorum.
Ne kadar boktan durumlar değil mi? Bir insanı hem sevip hem nefret etmek ne kadar da enteresan. Ne boktan bir araf değil mi? Onca güzel anı hatırlayıp, anıp gülücükler saçarken hemen ardından olan kötü anları hatırlayıp yüzümü ekşitmek... Ne kadar acı verici. Ne kadar yıpratıcı.
Sana kemanla iyi ki doğdun çaldığım zamanı hatırlayınca gülücükler saçarken ardından notaları almak için konuştuğum kişiyi kastederek "git onunla konuş" diyişin aklıma geliyor ve ben yine araftayım.
Bu yazıyı görenler ve sen şahit ol ki bu senin hakkında buraya yazdığım son yazı olacak.
Sana teşekkür ediyorum. Ben seninle büyüdüm, ne olursa olsun içimde hep bir sen olacak. Bana çok şey kattın, seninle çok şey öğrendim. Seni sevsem de, senden nefret de etsem, her zaman içimde sana karşı bir saygı olacak, sana karşı bir hayranlık olacak. Belki her gördüğüm kızla seni karşılaştırmaya devam edeceğim, belki her gördüğüm kıza seni anlatmaya devam edeceğim. Ama artık yoluma devam edeceğim. Haklıydın, birbirimize zarar veriyoruz. Ve haklıydın, ikimizde olanlardan sonra birbirimizin hayatına ne kadar sıçtığımızın farkında değiliz. Neden bilmiyorum ama, denemeye her kalktığımızda daha fazla zarar veriyoruz. Ben anladım ki bana platonik aşk yakışıyor, daha tatlı. Karşılıksız, kavgasız gürültüsüz, güven sorunu yok, saatlerce aynı açıklamaları tekrar tekrar yapmak yok. Bu halimden hem şikayetçiyim hem değilim. Ama bu halimi seviyorum. Sen de önüne bak, belki de baktın tabi bilmiyorum saçma sapan burada şizofrene bağladım belki. Ama eğer sözümü son kez dinlemeye niyetliysen bu sözümü dinle "Hayatına devam et". Benim yaptığım gibi içindeki "Ben" i besleme. Benim hakkımda twitler atma. Beni etrafındaki objelere şahit etme. Benim gibi her izlediğin filmi bize yorma, her dinlediğin müziğe beni katma. Hayatına devam et. Ne demiş şair, "Hayat güzel kuşlar uçuyor". Sen de bir kuşsun, uç başka diyarlara, başka insanlara. Sana beni unutma demeyeceğim ama beni unutma, bize olanları unutma, yoluna ışık olsun hepsi. Beni ne sev, ne de nefret et artık. Beni hissetme. Karaktersizsem karaktersiz kalayım, güvensizsem güvensiz kalayım, sen önüne bak. Daha fazla kendine zarar verme.
Kim Jo Won'a selamlar.


3 yorum:

  1. Ya sen bu kızı çok büyütüyosun kız istemiyorum demiş sen hala burda bi daha onunla ilgili yazı yazmıycam diyosun ama yazıyosun iradene sahip olmalısın sonuçta zorla güzellik olmaz..

    YanıtlaSil
  2. Bence seninki sadece lafta..Kolaysa bak önüne.

    YanıtlaSil