20 Şubat 2013 Çarşamba

Eğitim(!) Sistemi - (ll)

Eğitim Sistemi hakkında tekrar yazmak istedim çünkü baya geniş çaplı bir konu. Başlamadan önce bir önceki yazı olan 'İğne Yapan Teyze' hakkında bir kaç şey söylemek istiyorum. ' Geçerlik payı büyük ama yazma amacın neydi onu anlamadim.' gibisinden yorumlar aldım. Arkadaşlarım da 'Çok dağılmış konu' gibisinden şeyler söylediler. Benim anlatmak istediğim şey duyguların yaşanması ve paylaşılması gerektiğiydi. Ama bu konu çok geniş kapsamlı bir konu olduğu için ve bence, anlatılması zor bir konu olduğu için bir çok örneklendirme yaptım. Öyle olunca biraz konudan uzaklaşmış gibi oldum. Elimden geldiğince bunu anlatmaya çalıştım.
Dışarı çıktığımızı hayal edelim. Bir lisenin öğle arası vakti. Lisenin bahçesini izliyoruz. Bir köşede 4-5 genç, sırtlarında uzun siyah kaşe montları. Montun kollarından kollarını geçirmemişler. Kabadayı misali geçirmişler montları omuzlarının üzerine. Ellerinde 11 taşlı tesbihler. Etrafa tehditkar bakışlar saçarak geziyorlar bahçede. Bu 'ülkücü' gençler, kendi parti görüşünden olmayanlara fiziksel ve psikolojik baskı uyguluyor. - Yanlış anlaşılmasın. Ülkücüler sadece örnek. Diğer partilerinde böyle gruplaşması var. - Bir başka köşeye bakıyoruz. Uygunsuz durumlardaki kızlı erkekli çiftleri görüyoruz. Aralarında okulu sırf karşı cins ile etkileşim alanı olarak görenler var, maalesef. Evlerinde ders çalıştığı vakitten çok yarın falancaya nasıl görünsem, ne giysem diye düşünenler var. Yaşıtlarına hava atmak için ailelerini zor durumda bırakmak pahasına bazı şeyler aldıranlar var. Bir başka köşeye bakıyoruz. Yanında başka bir arkadaşı olmayan, tek başına takılan gençler var. Başları yerde dertli dertli oturan bu gençlerin kim bilir ne sıkıntıları var, dinleyeni yok. Bir başka köşede, 'teneffüs' yani dinlenme, mola vaktinde bile test çözenler var. Bu gençler, partilileşme, abartılı kız erkek ilişkileri ve daha bir çok sorun yüzünden derslerine odaklanamiyorlar. (ders diyorum çünkü şu an ki sistemin temel taşı dersler.). İstisnalar olabilir. Ama istisnaların olması bu davranışların hoş davranışlar olmadığı gerçeğini değiştirmez. Bu sorunlar, bu gençlerin derslerini etkilediği vakit onların geleceklerini de etkiliyor. Sonra bu pırıl pırıl gençler hayatın karanlık köşelerinde kayboluyor. Pekala, okuldaki eğitmenler, parti taraftarı olan gençlere, kendi derslerinde kendi tuttuğu partiyi belli edip, tartışma ortamına müsaade etmek yerine, oranın bir eğitim öğretim yuvası olduğunu, bu yaşta parti tutmanın bir mantığı olmadığını, siyasete bu yaşta kafa yormanın zaman kaybı olduğunu 'vaktinde' anlatsaydı, böyle olur muydu? Pekala , bu gençlere okulun eğitim öğretim yeri olduğunu, karşı cins ile oynaşma yeri olmadığını 'vaktinde' anlatsalar, böyle olur muydu? Pekala, bu gençlere güzel bir PDR (psikolojik danışmanlık ve rehberlik) hizmeti verilse, psikolojik destek görmenin eziklik olmadığı anlatılsa, insan sağlığı için gerekli ve yararlı bir şey olduğu 'vaktinde' anlatılsa, böyle olur muydu? Pekala, bu gençlere her şeyin '5 şıklı bir sınav' dan ibaret olmadığı anlatılsa, hayatın bu kadar basit olmadığı anlatılsa, daha sosyal olmaları gerektiği, topluma karışmaları gerektiği anlatılsa, okulun bir yandan da insanları hayata hazırlayan - artık ne kadar hazırlıyorsa - bir yer olduğuna 'vaktinde' anlatılsa, böyle olur muydu?
Çerçeve çok geniş aslında. Biz bu Eğitim Sistemi olayını yalnız bir bakanlığı duzelterek halledemeyiz. Bu Eğitim Sistemi yalnız sınavdan ibaret değil. Çerçeve çok daha geniş. Ekonomik, siyasi, kültürel, ailevi, ahlaki, maddi, sosyal birçok konu da sistem çatısı altında önemli alt başlıklardır. Hepsi birbiri ile ilişkili, bağlantılı. Birindeki eksiklik diğerini mahvediyor. Mesela çocuk siyasi olaylara karışıyor. O olaylar ile ilgilenmekten derslerinden geri kalıyor. Derslerinden geri kalınca dersleri ile arası bozuluyor. Çocuğunun derslerinin kötüye gittiğini öğrenen aile, çocuğa kızıyor. Çocuğun ailesi ile arası bozuluyor. Daha sonra gözü açılan çocuk, derslerinin dağ kadar biriktiğini görüyor. Gelecek kaygısı yaşıyor. Psikolojik sıkıntılar yaşamaya başlıyor... Olaylar olaylar yani. Yani olay sanıldığı kadar basit değil. Çok kompleks. Ve bu ülkede her bir devlet birimi kendine düşeni düzgünce yapmadığı için böyle durum. Ne zaman, herkes kendine düşeni menfaat gözetmeksizin, yerine getirir, o zaman bu sistem düzelir. Yoksa böyle devam ederse, babayı alın siz.

6 yorum:

  1. Biz gençliğini yaşamayamayan bir nesliz. Cinsel eksiklik yüzünden tenefüslerde birbirine elleyen, tren yapan bir nesliz. Sağlıklı bir seks ve aşk yaşantımız yok çünkü; bunlar toplumun ve sistemin alt yapısına ters hareketlerdir. Dolayısıyla bu genç nesil öpüşmenin de seksin de en yavşakça halini yaşıyor. Bu düzen içersinde boğulan, daralan bu insanlar bir şekilde kendi sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Kimi sevgilisiyle saatlerce mesajlaşarak bunu yapmakta kimi kaba dayı olarak kimi 0-6 yaş hareketler sergileyerek kimileri de birbirlerinin dedikodusunu yaparak.

    Rehberlik servisi vesaire zart zurt işler. Sistemden çıkan bir adamın çocuklara rehberlik edebileceğini düşünmediğim gibi onlara bu doğrudur şu yanlıştır demekte yanlış ve kısıtlayıcı. İsteyen istediğini yapmakta özgürdur isterse siyasette konuşur. Şimdiki neslin siyaseti yorumlama tavırları su götürmez yavşakça olabilir. Bu siyaset yapmanın iyi bir şey olmadığını göstermez. Neslin ne kadar yavşakça geliştiğini gösterir. Sorun hep eğitim sisteminin hatta sistemleşmenin kendisiydi ve öyle kalacak. Tablet dağıtarak, rehberlikçi koyarak onu bunu yaparak çözülmez bu sorunlar. Hadi bir şekilde bazılarının hayatını değiştirdi diyelim. Ancak yapılması gereken sorunu kapatmak değil hiç olmamasını sağlamak. Bu da doğrudan sistemle ve toplumla alakalı bir durumdur.

    Birde rica ediyorum "derslerinden geri kalır" muhabbeti yapma. Bu şekilde doğrudan sistemli desteklemiş oluyorsun. Daha özgün ve yaratıcı olabilirsin.

    YanıtlaSil
  2. Hep aynı şeyleri tekrar etmişsin. Çok sıradan bir yazı. Ayrıca kız erkek ilişkisine çok fazla değinmeden bu konuda sıkıntı yada sıkıntılar çektiğini söyleyebilirim.

    YanıtlaSil
  3. Aynı şeyleri tekrar etmem konunun önemli bir konu olduğundan ve iyice anlattigimdan emin olmak içindi. ve kız arkadaşımla bir sorunum yok. Bu bir sorun diye dedim. ve evet bu bir sorun

    YanıtlaSil
  4. bu ülkede en büyük sorun teknik liseden cok imam hatip e yönelinmesi.
    meslek lisesi memleket meselesi derler okullarda adam gibi bilgisayar araç gereç yok. ama imam hatiplerde hersey en iyisinden bu zihniyetin değismesi lazim

    YanıtlaSil
  5. aynı şeyleri farkında olmadan tekrar edip, bunu biri farkettiğinde kendin bilerek yapmış gibi göstermeye çalışmışsın, ne kadar inkar etsende bu çok farkediliyor.

    YanıtlaSil
  6. daha ilk blogum. ve ilk yazılarım. Hatalarim olabilir kusura bakmayın. Teknik Lisesi olayı da zaten diyorum adam kayırma olmasa, eşitlik olsa, herkes kendine düşeni düzgünce yapsa sorun kalmicak.

    YanıtlaSil