16 Mayıs 2019 Perşembe

I run to you


Yazacak onlarca şey varmış gibi ve aslında bir o kadar da yokmuş gibi.
Şöyle düşün mesela; bir çocuğa masal anlatacaksan eğer başlangıç cümlen nedir? "Bir varmış bir yokmuş." Kelimeler de öyle, hisler de. Hisler de diyorum çünkü his olmadan mürekkep dökülebilir mi hiç kağıda ağlaya ağlaya? Ben döküldüğünü görmedim, sen gördüysen  şayet anlat da nasılmış bileyim. Beni bu şarkıyla kim tanıştırdı? Ben biliyorum da sen biliyor musun? Belki bileniniz çıkar ama zannetmiyorum. Beni 'ruh' arkadaşım ya da 'hayali' arkadaşım tanıştırdı, hangisi hoşuna giderse onu kullanarak okursun artık. Bu yazı ona ithafen falan değil, olsa zaten başlığı o'na göre yazardım. Düşüncelerine ya da hayata karşı bakış açı/sı/ları/nı seviyorum biliyor musun? Neden diye sorma çünkü nedenini ben de bilmiyorum. Ruh arkadaşım derken aslında boşuna demedim, ruhani bir arkadaş gerçekten. Var olan kalbinin hakkını vere vere yazıyor ya da okuyor ya da dinliyor anlatılanı. Pek önem vermiyor gibi görünse de bazen bazı şeylere, aslında önem veriyor. Fakat genelde ruh haline göre davrandığı, daha doğrusu yaşadığı için verdiği önemi karşı taraflar hissetmiyor yahut anlamıyor olabiliyor. Ama 'olsun onun genel hali bu' deyip geçiyorlar herhalde deyip geçiyorum bu kısmı. (Evet her genelleme gibi yanlış bir genelleme yaptım, fakat başka türlü devam edemezdim.) Aslında bu yazıyı neden yazdığımı, hangi amaçla ya da kime yazdığımı bilmiyorum biliyor musun? Yine neler saçmalıyorum acaba? Bana göre, bazen, yazdıklarım hep saçmadır da, çünkü ruh halime bağlı, ondandır böyle bir cümle kuruşum. Umarım şu ölümlü dünyada her şey ama her şey gönlüne göre olur sevgili ruh arkadaşım, merak etme duygusal bir bağ kurmuyorum seninle ya da bir başkası ile, çünkü öyle bir şeye enerjim yok, gerçekten yok. Sen sadece oturup saatlerce, günler, aylar hatta yıllarca sohbet edip daha doğrusu dinlemek istediğim neredeyse tek insansın, değerlisin benim için, diğer pek çok sevenin için olduğu gibi. Her ne zaman ne anlatırsan dinlerim, bir telefon uzağındayım dememe de gerek yok biliyorsun ki. Ama beni eksik ya da mahrum bırakma kendinden, şarkılarından, düşüncelerinden, yazıp çizdiğin her şeyden.

*Hâlâ rakı masası kuramadık ruh halin uygun değil diye, unutmadım.
*Evet yazı 'ruh' ya da 'hayali' adlı arkadaşıma.
*Bu yazı yaklaşık olarak 6ya doğru yazıldı ama buraya göre, oraya göre 8 olsa gerek. Yayınlama zamanlamam da hostele dönüp internete bağlanmam ile oldu çünkü tüm gün yoldaydım..

Not: Yolda çektiğim birkaç fotoğrafı da bırakıyorum izninle yazının sonuna.

Nerden çıktı bu yazı sorusuna cevabım: şarkı.

Gerçek sahibin olan Yaratıcı'na emanetsin yüreği güzel ruh arkadaşım!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder