24 Mart 2019 Pazar

Isın(amay)an Havalar

Esasında insanı en çok üzen şeylerden birisi de havaların ısınması olsa gerek. Zira havaların ısınmasıyla paralel olarak gerçekleşeceğini umduğum birçok hayalim vardı seninle. O zaman argümanımı düzeltiyorum: Esasında insanı en çok üzen şeylerden birisi kurulan hayaller olsa gerek.
Acele mi ettim acaba diye kendimi sormaktan alamadığım şu günlerde, haleti ruhiyemi bu tarz sorularla yorduğum yetmezmiş gibi, bir de takipsizlik edemediğim yaşam çemberinde kapana kısılmış gibi hissediyorum. Kas hafızam birkaç dakikada bir ele geçiriyor benliğimi ve kendimi sana dair şeyleri kara ayna üzerinde ararken buluyorum. En kötüsü bir yaşam belirtisi bulamamam değil, hayır! En kötüsü kara aynanın sahte aydınlığını kaybettikten sonra yüzümün yansımasını göstermesi. Zira çok meymenetsiz suratım son zamanlarda. Ya da çok meymenetsiz görüşüm; kendime ya da her şeye.
Amma sürtük çıktın diyen sayın Bok Böceği'nin lafını o an pek takmasam da anladım ki, bu haftayı gerçekten ona buna sürtünerek geçirdim. Amacım kafa dağıtmak olsa gerek diye düşünüyorum çünkü kafam dağılmadığında kendimi dağıtıyorum. Pardon, önce seni sonra kendimi dağıtıyorum. Evi de dağıtıyorum. Halbuki evi daha yeni temizledim.
Acele mi ettim acaba, diye soruyorum kendime tekrar ve bir bakmışım yavşak bahçelievler sokaklarında gevşek bir şekilde, havanın soğuk olduğunu inkar edercesine bir pantolon ve kolları yarısına kadar sıvanmış bir gömlek ile geziyorum. 
Dikkatini çekerim, havanın soğuk olduğunu inkar ediyorum.
Bugün ise fark ettim ki, ya da kabul ettim ki, havalar hala soğukmuş, kahpe güneşin yalancı ışımalarına kanmışım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder