Nereye gideceğimi bilmiyorum, bilmediğim halde o kadar çok gitmek istiyorum ki, belki de en iyi siz bilirsiniz ne kadar gitmek istediğimi, çok bahsettim çünkü. Haddinden fazla bahsettim hatta. Ama öyle işte, çok istiyorum. Sadece gitmek derdim. Siz bana yol gösterin ben direkt başlayayım yürümeye, kıvamında bir şarkı arka fonda, sonbaharın en cafcaflı günleri. Mis.
Kendime bir tedavi yöntemi bulmalıyım. Hırçın, dili sivri, bıçak gibi ama olmayan Çemşitle çok fazla boğuştum çünkü, çok kavga ettim. Her seferinde o oldu beni yere seren, kanımı çektiğim acıya şahit eden. Canımın acısından değil de, yorgunluktan bu sitemim. Yorulmaktan çok sıkıldım. Adı konulmamış hastalığımdan, odamdan, evimden, elimden kolumdan, Çemşitten de çok sıkıldım.
Güneşin güzel battığı bir yere gitmek istiyorum. Burada nasıl battığını bile bilmiyorum güneşin. Bazen de sadece battığını bilmek istiyorum. Karanlığın içine farkedilmeden sızmak, hayat bulmak yıldızların eşliğinde. Herkesin sızdığı vakit ayık olmak. Sessiz, sakin. Betonla baş başa. Odamın içinde oradan oraya çarpıp duran cümleler, kelimeler. Çıkabilseler şu dört duvardan, aşabilseler beton engelleri, peşlerinden koşacağım. Sorgusuz sualsiz, gideceğim onlarla.
Yok olana dek.
Hayat garip vapurlar filan
YanıtlaSil