21 Ekim 2016 Cuma

Maktûl Çaresizliği


Bir his yükleniyor omuzlarına, bir zarif gülümseme konuyor suratına; maktûl de bilmiyor vurulup paramparça olduğunu.

Maktûl.
Bir katilin paramparça ettiği, savurduğu.
Maktûl.
Onu seven, ona hayranlık besleyen
kuş misali özgür ve bir o kadar da ürkek yüreğini bir katilin ellerine hapseden.
Farkında değil hiçbir şeyin.
Acıyan içini acıtan insanların, derinlerinde sevgiyle büyüttüklerinin olduğunu idrâk edemeyecek kadar masumca.
Yaşadığını sanacak kadar umut dolu, oysa bilmiyor ki cenaze selâsı okunmuş çoktandır.

Maktûl.
Konduramıyor sevdiklerine gaddarlığın simâsını.
Az önce bir çiçeği sulayıp sevdiğini, onun büyümesine bir nebze de olsa fayda sağladığını düşünüyor, hâlbuki eli dikenlerden paramparça, haberi yok.

Maktûl!
Öldün sen, diyorum; duymuyor.
Katilini sen sevdin, sen onu besledin içinde, diyorum; inanmıyor.

Uçurum.
Uçurum soğuk.
Maktûlun cansız bedeni acıyı ısıtacak kadar sıcak değil,
Maktûl derin ve soğuk bir uykunun eşiğinde.

Katil,
Cansız bir bedenin karşısında
Paramparça bir cesedin ruhuyla oturuyor.
Yüzünde şeytanı kıskandıracak bir gülümseme,
Ellerinde umut kırıntıları.

Katil,
karşısındaki cansız bedene umarsızca bakan
bir zamanlar maktûlün köşebaşlarında beklemesi olduğu
bir zamanlar maktûlün umutlarının her zerreciğinin vücut bulduğu beden.

Katil
zaferinden memnun, gülümsüyor.
Fırtına kopuyor o sırada.
Bir beyin ne kadar çok anı saklayabilecekse
O kadar ân geliyor katilin gözünün önüne.
Derinlerde kalmış nice görüntü günyüzüne çıkıyor.
Katil, elinde maktûlun umutlarıyla
Unuttuklarını hatırlıyor.
-Zihninin oyunları bunlar
-Hayır kalbi atmıyor.

Katil tetiği çekti, maktûl katiline âşık.Çaresizlik burada başlıyor.
Ruh burada eziliyor onca acıyla.
Kapana sıkışmış bir kuşun
pır pır eden kalbi
yerde yatıyor.
Yüzünde gülümseme
çalınmış umutlarıyla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder