4 Ekim 2015 Pazar

Tehlikeli Mırıldanmalar

Bölüm 3 ( Zaman İçinde Mırıldanmalar ) < Bir başkası daha iyi bir başlık bulabilirdi >

2  '' Bir yanını Aslı'da bıraktı ''  < bu başlığa ne demeli? hangi deli böyle başlıklar kullanır? >

Ah be Aslı ben nasıl bir yanımı sende bırakabildim, hastalığımdan olması gerek yoksa ben bütün yanımı sende bırakırdım. Hastalığıma üzülmeni istemediğim için senden kaçıyorum, senin benden kaçtığın gibi. Üstelik nereye kaçtığımı da bilmiyorum, bir yol tutturdum ilerliyorum, ileriyi görmüyorum. Sana gelmek isterdim Aslı bu yolun sonu sana çıkmayacak o kadar çok engele takıldım ki bunun ödülü ölüm. Muammerciğim de bir yola koyulmuştu kimse anlamıyordu onun yolunu, bende onun yolundan gidiyorum belki de. Hiç durmadan yürüyorum, bir şekilde yaşamı elimde tutup ölüme ulaşmak istiyorum. Aslı, '' s '' harfine basa basa söylüyorum ismini. Ah be Aslı öğlen saatlerini sevmiyorum artık hiç bir pazar günlerini de sevmiyorum, beni bıraktığın günkü okuduğum kitabı bile sevmiyorum. Ayın ortasını sevmiyorum, senden sonra ayların hiç birini sevmiyorum. Uykusuzluğum sana olan rüyalarımdan oluştu, Aslı sevdiğim bütün insanlar gitti şimdi, bende gidiyorum uzaklara kaçıyorum insanlardan, üstümde olan yalnızlığı bütün dünyaya anlatasım var. Anlatsam ne çıkar? Anlattıklarımdan ne çıktı ki? Anlatmasam ne çıkar? Anlatmadığım şeyler hafızamda unutulmamaya yüz tutacak. Bu şehir yanacak, lisanım dilimde biten tüyüm ve beni yakacak. Aslı ayakta uyumaya da başladım gözlerinde ki şu renk turkuaz değil bal'dır. Aslı anlamadığım şeyler var şu sıralar, çok hızlı yaşıyorum şu zamanlar zamanı. Yarini geçmişim gibi bir histeyim, önüm karanlık, yarin için gelen aydınlığı daha hiç görmedim. Bugün dün gibiyim ve yarına sövüyorum. Bugün şimdi'deyim, dünün keşke'si var ağzımda. Bugün yarin gibiyim, insanlara söylenen yalanım, bugün ışık gibiyim. Ben biraz eskidim Aslı

Aslı sende kimsin?
Deli edersin insanı
Lisanımla bu gece
Yakacağım sokakları
Sokaklar benim
Sen, o köşe başında bekle beni
Yakacağız, yandığımız sokakları


3 '' Bir yanını Muammer ile birlikte yaşam ile mezar arasında bıraktı (Araf ) ''

Sessiz olun rahatsız edilmek istemiyoruz!

Kapının önünde duran hayaletin karşısındayım
Gözlerimi alamam, açmak mı bir zorlayım
Zorbayım bir yorgunluğun şarkısındayım
Çare mi yok, bir kardeşimin yasındayım

Üç yıl sonra yazmak elime gelen bir güç olsa
Kilitlenir kelimeler düşer ayak koridorda
Akla gelen anılar kurşun tadın da
Bir kalp krizi daha onbeşyaşında

Umut yok karşımda göğe yükselen zerafetin
Toprağın altında yaşlanan bedenin
Gördüğün karanlığı anlat bana farkı var mı bende ki karanlıktan
İçimdeki kitaptan

Bir umut göz yaşı aydınlatır bütün karanlığı
Bir anlık, yaşamak bedene zarar veren canlı
Ölmek yanında yer bulamayacaksam  nedir amacı?
Kardeşim bir şekilde rap yapıyorum da beatler çalıntı

Bakarsam yüzüme bozuk dünya üzerinde
Resimler dağınık halde üst üste dizililer
Yeraltının gökyüzünde gecenin korku saatinde
Saat falan yok kardeşim her saniye aklım gider

Bir ateş yakar beynimi sürekli çevirdiğim şu kum saati
Delirmiş bir adamın hali
Vücuduma bulaşır ölen sen miydin sahi 
Bir çare yazmak, görsen aileni ne haldeydi

Kötü bir çocuk oldum bir kaç yalandan sonra kardeşim
Nefes almak almak o gün en zor şeydi
O gece sabaha doğmak üzereydi
Toprağın üstünden bakmak katlanması zor bir haldi

Yalnızlık sırdaşım oldu ah be sırdaşım
Kelimeler aklımı karıştırır yeni uykudan uyandım
Gecenin kaçı gözlerimi görsen doğru düzgün yok bir bakış açım

Sona yaklaşan bedenimde kaldırın kabukları mı tekrar kanatın
Üstüme yağmurları yağdırın
Titreyen ellerimle yazdım
Sabret.. Birazdan.

Gözlerinizden çıkan sesi de kısın.

4 '' Bir diğer yanını meyhanede bıraktı ''

İstediğim herkesi buraya getirip oyunlar oynaya bilirim. Burası tek kişilik bir meyhane, burası sadece bana özel bir meyhane. Meyhane oyunları. Parasız da olsam burada içkim her zaman olur. Kapının girişinde görünen Rüzgar kaşları çatık bir şekilde masaya oturur. Üstadımız uzun zamandır meyhaneye gelmemiştim, diğer sahiplerim de pek meyhaneye gitmezdi bu yüzden ağır bir içki kokusundan etkilenmiş olmalıyım ne yazık ki başımı ağrıttı ve kesin sizinde başınızı ağrıtmıştır üstadımız. Hayır Rüzgar burası baş ağrıtmaz tam aksine adama huzur verir senin bildiğin o meyhanelere de hiç benzemez burada ne kadar çok içersen iç başın ağrımaz, benim başımın ağrıması hastalığımdan. Ah bir bilsen Rüzgar burada düşünceler kaosu var, düşünce, düşünce, düşünce. Burada düşünce kaosundan çok meyhane oyunları var Rüzgar oyunlar, oyunlar, oyunlar. Burada her şey var, istersem ilk okul arkadaşlarımın hepsini buraya getirebilirim, istersem sadece erkekleri getirip sinek on' lunun etrafında döneriz ve yahut sadece bacaklarına baktığım kızları getiririm. Sarı saçlı ve renkli gözlü olan kızları. Ah be Rüzgar, bana da bakarlar mı bir gün sarı saçlı ve renkli gözlü kızlar? Rüzgar bugünkü eylemimiz; yalnızlık protestosu. Çağırın Aslı gelsin. Yapmayınız üstadımız, sizden parçalar dökülmesine dayanamıyorum, yaşınız ilerledikçe büyümek değil küçülüyorsunuz, çocuklaşıyorsunuz yok olacaksınız. Sizin yok olmanıza, azalıp erimenize gözlerim dayanamıyor, yüreğim kaldırmıyor. Aslı ya olan sevginiz hangi bağlaç ile birleşip tekrardan bir olacaksınız? Rüzgar burada ben istediğimi söylerim Aslı ya ve beni kulaklarını kapatsa da dinleyecek, burası benim içim, içim içimden geçti de Rüzgar ben Aslı'dan öteye geçemedim. Bağırıyorum, bağırmam'dan başı dönecek ve daha çok bağıracağım, her bir çığlığım onun içinde yer edecek, o kadar içine yerleşeceğim ki, benim içimde yaşıyor sanacak kendini, o an benim içimde hiç bir yaşam olmayacak. Verimsiz bir toprak gibi çöplük olacak cesedim, üstünde deneyler yapacaklar. Atış talimleri yapacaklar, bomba atacaklar, bıgbang'ı üstüme kuracaklar. Her yerimi kesip inceleyecekler burada hangi yanımı bulabilirler ki ? burası sadece bir yanım ve bundan hariç daha lisanım da yaşayacaklar var ölenler var, rüyalarda yaşatacağım yanım var, rüya da öldüreceğim yanım var. yaşadığım bir rüya var, öleceğim bir rüya gibi, Bütün yaşadıklarımı bir gün uyanıp hepsinin rüya olduğunu söyleyip daha 8 yaşındayken uyanacağım. Bendeki bu şans mıdır nedir o olduğu sürece Muammerciğimi kaybettiğim anda uyanırım son bir kez de olsa sarılamadan uyanırım ah be ( kime söveceğini bilemeden kafasını duvara vurur. Kaderin sorumlusunu aramaz asla ) Tanrıya dua et! diyerek biri meyhanenin kapısından seslenir, Raşhit bağırır. Öyle biri yok! diyerek. Sende kimsin geceme musallat oldun bir edasıyla düşünür. İnançsız pislik diyerek tekrar bağırır dışarıdaki ses. Adamı hiç bir şekilde görmez sadece sesi gelir. Sessizlik bir süre buraya yayılır, tüm meyhaneyi doldurduktan sonra sessizlik, Raşhit Allah var tanrı da kim diyerek bir daha bağırır. Dışarıdan gelen dış sesten bir daha ses gelmez ve hiç böyle bir olay yaşanmamış edasıyla Raşhit bir şişe daha viski ister. Tarafsızca hiç'likte bulunan şu insanlar Allah' ın var olmadığına dair paylaşımda bulunur bu nasıl bir tarafsızca hiç'lik edasıyla düşünürken, içinizdeki sesiniz boğuklaşıyor üstadımız sesiyle irkildi. Şu insanlara anlam veremiyorum batsın hepsi. Ne güzelde söylemiş Muammerciğim.



5 '' Bir diğer yanını uykuda bıraktı ''

Hiç bir rüyayı göremez Raşhit'in bu yanı. Sadece uyur, yaşanmış olan çoğu şeyden habersiz, yeni doğmuş bir çocuğun uykusunda ki o güzelliğiyle değil, sabahında idam olacak bir adamın eğer ki uyuyabilmişse bir edasıyla uyur. Dışarıda yaşanan iğrençlikleri uykusunda bilemez, güzellikleri göremez, gecelerin iyi olduğunu bilemez. Sahi, gecelerin iyi olması yasaklandı mı Rüzgar? Raşhit'in bu yanı çocukluk uykusu aslında, eğer ki bir gün uyanırsa bu yanı bütün yaşadığı şeylerin bir rüya olduğunu, sadece ailesiyle olan acısı olacak. Yorgunluğunun, acısının, omuzlarındaki yükünün artması bir anda azalacak uyanmasıyla. Tekrardan çocukluğunu yaşayacak Muammeri'ne tekrardan kavuşacak Güzel mi? Nasıl güzel olabilir ki? Tekrardan bu acıyı çekecek, tekrardan sabahlara kadar çalışıp ailesine bakacak, tekrardan can dostu olan arkadaşını kaybedecek, tekrardan görmek istemeyecek, tekrardan duymak ve konuşmak istemeyecek. En kötüsü de tekrardan yaşamak istemeyecek. Bırakın uyusun, uyanmasın. Uyanırsa yeni bir deprem olacak aynı enkaz da. Bir insanın uyanmamasını isteyecek miydik?


'' Bir diğer yanını rüyada bıraktı ''

Bir yanımı daha yakıyorum, bir rüya daha. Bir rüya güzelliği, hatırlanamayacak rüya. Bir rüya aklımı karıştırır, bir rüya daha. Bir rüya uçurumu, atlanacak rüya. Bir rüya düşü, bir rüyada daha düştüm. Bir rüya uykusu, tüm rüyalar uykuda. Bir rüya güneşi, batıyor hep rüyada. Hep karanlık, karanlığı görmekten ışığın rengini mi unuttuk? unuttuk, ışığı görmeyi unuttuk. Biraz daha derinliğe inelim, aklını kaçırmış bir adamın rüyasına. Hayır aklını kaçırmış bir adamın rüyasına değil, karanlıktan başka bir şey görmeyen adamın rüyasına. Rüyamda dahi yatmak istiyorum, bana bir yatak verin! Başka bir şey istemiyorum.


7 '' Bir diğer yanını karanlıkta bıraktı ''

Karanlık mı? Nedir bu karanlık ki bir yanımı burada bırakmışım. Kimsin sen karanlık? Herkese bulaşıyorsun, korku musun sen? Bırak peşimi artık karanlık, doğduğumdan beri peşimdesin. Bırakma beni karanlık, karanlıkta olsan görebileceğim tek şeysin. Ya sende olmasan ne görürdüm ben, sahi karanlıkta olmazsa ne görür insan? Ya benim gibi biriyse gözlerini açtığı halde karanlığı görüyorsa, karanlık giderse bir gün, hangi gerçeğini anlatır insan karanlığa, bu karanlıkta ben neyi anlatabilirim, soruyorum size insanlar, ben karanlığın gitmesinden korkarken sizin insanlığınız ölmüş, ben anlatırım kendi karanlığımın güzelliğini, peki ya sizin insanlığınızın ölmesini, insanlık ölürken birde yerde tekmelemenizi kim anlatabilir?

Orta okulda tanıştığım arkadaşım'ın bir parçası. İsmi Mücahit, dinlerken de karanlığımı okuyun. Dinleyin, anlayın, dinleyin
                                          Karanlık çoook karanlık


Karanlığımın içinden bir karanlık seçtim.
İkisene öncesinden kıck box kulübüne gidiyordum. Ramazan ayı idi. Üst taraftaki dönerci' deki bir agbiyle tanıştım. Bir gün dönercideki şu agbi, patronuyla tartıştıktan sonra başka bir yerde işe başlar Keçiören' in Aşağıeğlence' de bir başka yerde çalışmaya başladı. İftar ısmarlamak istedi, gitmek istemedim çünkü hiç güvenim yoktu. Sonra düşündüm ki, ben kime güvendim? Güven denen illet hayatına girdiğinde, içindekilerden bir kaç şey dışarıda kalır. Evsiz kaldım. İnce düşünenler. Bir masaya oturttu beni, herkes ezan okunmasına karşı herkesin önüne yemekleri geldi. Bir anda yemeye başlayan şu insanların arasında kaldım, daha ezan okunmadı edasıyla düşünürken bağırırım. Şimdi hatırlıyorum da, ah siz insanlar, her şeyden önce insansınız ya, birde buna gülerim haha. Beni buraya çağıran agbi başka bir bölüme bakıyordu, başka bir garson arkadaşına beni tembihledi, ezan okunur okunmaz yemeğini verin diye. Ezan okunmasıyla mercimek çorba'm geldi hemen. Mercimek çorba' mın bitmesine yakın beyti gelir. hemen arkasından tatlı, su, kola, su ilk başta gelmişti ah şu unutkanlık. Bana iftar ısmarlayan agbi, başka bir arkadaşıyla tanıştırdı. Yemekleri yedikten sonrada onunla dolaşmaya başladım. Lunapark gibi bir yere götürdü. Sürekli lunapark değil orası bir futbol sahası idi ve şimdi hatırlıyorum da o lunapark' ın ( normalinde futbol sahası olan yer ) üstünde bir kulüp vardı. Kıck box maçı yapmıştım. Rakibi mi boyumun uzun olmasıyla çok kolay yenmiştim. Daha öncesinden isminin Uğur olduğunu söyledi, o zamanlar rüzgar yoktu tanıştıracak kimseyi bulamadım, memnun oldum diyebildim sadece. Bir süre gezdik gece onikiyeçeyrekvardı. bir sokakta oturduk Muammer ile Aslıyı anlatmıştım ona. Cebinden çıkarttığı bıçakla sağ kolunun üst tarafını soymaya başladı. Bir anda gözlerim kararmaya başladı, sokak çok karanlıktı hiç bir şey demeden oturuyorduk kaldırım taşında. Bütün organlarımın acı çektiğini hissediyordum. Başımdaki ağrılar çoğalmaya başladı, ateşim bedenimi yakıyor idi sanki. Görüşüm bulanıklaşıyordu, Hiç bir şey görmüyorum diye bağırmak istedim oysaki sesimin çıkmadığını hissettim. Bu nasıl bir sokak? Hem bağıramıyorum hemde acımı seyrediyorsunuz. Şu sokaklara da oyunlarım var, bende oyunlarla yaşayan bir adamım. Hikmeti hatırlıyor musun, hangi Hikmet? Hikmet işte bizim Hikmet, Tehlikeli Oyunlar'da ki Hikmet mi? evet, öyle desene. Ben ne dedim? Ee ne olmuş Hikmet'e? Öldü. Hayır ahmak, biz öldük. Kendimizi Hikmet yerine koymadık mı? O ölmedi biz öldük. Hikmet'e ne oldu peki? Selim'in yanında. Kendi hayal dünyamın içine dönüş yaptığımdan beridir buz kesilmiştim sokakta, bir an için öldüğümü sanmış Uğur agbi sonradan söylemişti. Keçiören'in sokaklarında gezinmeye başladık, o kadar çok yürüdük ki bir süre sonra ayaklarımı hissetmemeye başladım. Nerelerdesin Rüzgar neden bulmadın beni o zamanlar, o kadar acım varken? Allah' dan yardım istedim bir kurtuluş, bu kadar çok acı içinde hangi insan yaşaya bilir? Benim yaşamaya hakkım var mı ki? Peki ya sevmeye? Ölüme hakkım var mı ki? Doğumumun hemen ertesinde bir intiharım var, hiç kimse tarafından ne duyulacak nede hatırlanacak. Yalanlar söylemeye başladım bir süre sonra, kendi dilimle kendi dibime iniyordum. Daha çok yalan söyledim, herkese yalanlar söylüyordum. Bunu hiç bir şekilde iplemiyordum. Kendime yalan söylemiyordum. Çocukluğumun bir zaman diliminde hatırama geldi. Alt komşum Mustafa ile daha beşyadaaltıyaşındaydık. Bir bakkal seçip kendimize cips kola, çikolata çalıyorduk. Anlatma Raşhit boşver. Hayır agbi anlatacağım; birimiz bakkaldaki dayıyı oyalarken birimiz dışarıdaki yiyecek ve içecekleri alıp kaçıyorduk. Bir barakamız vardı orada yiyip içiyorduk. Neyse anlatmayacağım devamını, siz insanlar anlamak istediğiniz şekilde anlarsınız, kahrolasınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder